İnsan, makine ve ürünlerin birbirleri ile iletişim kurabildiği, sistemin kendi kendine kararlar alabildiği ve yönetebildiği yeni dünya düzeni, Endüstri 4.0’ü iyi anlayabilmek için geçmişe doğru bir yolculuk yapmak gerekir. Endüstri 4.0’ı yakalamak, gelişmek, geliştirmek için önceki sanayi devrimlerinin süreçlerini de incelemek gerekir. Hem geçmişe yolculuk yaptık hem de Endüstri 4.0’ı oluşturan bileşenleri sıraladık.
Endüstri 1.0 (Sanayi Devrimi), ilk buhar makinalarının icadı, daha önce insan gücüyle yapılan yoğun işlerin mekanik makinalar yardımıyla daha kolay yürütülmeye başlanması sonucu gerçekleşti. Elektrik enerjisinin makinalarda kullanılması ve iş bölümleriyle seri üretim hatları oluşturularak üretim sayılarının arttırılması ise Endüstri 2.0 Devrimi olarak nitelendirildi. Endüstri 3.0 ile otomasyon sistemleri ve basit programlanabilir makinalar geliştirildi, bilgi teknolojilerinin buna eklenmesiyle birlikte kurumsal hafızalar oluşturuldu. Endüstriyel devrimlerin her bir kademesinde üretim miktarlarında artış, daha kaliteli üretim, maliyetlerin düşmesi gibi etkilerinin yanı sıra üretim metotlarının değişimi ile bunların hayatımıza olan yansımaları görüldü. Tüm bu gelişim süreçlerinin birikimi sonunda doğan Endüstri 4.0’da bugün, siber-fiziksel sistemlere dayalı üretim mekanizmaları oluşturuluyor. Endüstri 4.0 ile birlikte, yapay zeka üretimde yoğun bir şekilde kullanılmaya başlandı. Bunun yanında insan karar mekanizmalarından kendi kendine kararlar alan mekanizmalara, programlanabilir robotlar ile arza göre kendini düzenleyen üretim hatlarına, otokontrol mekanizmaları ile önleyici ve yönetici kararlar alan yapılara sahip olduk. Böylece endüstriyel bir devrim daha gerçekleşti. Endüstri 4.0 daha önceki üç devrimden çok daha kapsamlı ve büyük bir devrim olarak kabul ediliyor çünkü sadece adının kalıbında kalmadı, tüm hayatımıza etki etti.
Endüstri 4.0’ın, tıpkı puzzle parçalarının birleşmesi gibi, bütünü oluşturan alt sistemlerden meydana geldiğini söyleyebiliriz. Belli bileşenlerin yavaş yavaş hayata geçmesi ve fizibil düzeylerdeki maliyetlere erişmesi ile ihtiyaçların buluşması sonucu Endüstri 4.0 Devrimi gerçekleştirildi. Yeni bir endüstriyel devrim yaratan bu bileşenleri şöyle özetleyebiliriz;
Oluşan girdi değerlerinin yorumlanıp amaçlar için en iyi kararları kendi kendine veren yapay zeka-makine etkileşiminin oluşumuna Cyber-Physical (Siber-Fiziksel) Yapılar adı veriliyor. Hatalı durumlar oluştuğunda insan etkileşimleri ile karar yardımları alabilir. Bunun doğrultusunda kendini eğitmesi-öğrenmesi-geliştirmesi ile bir sonraki benzer durumlara kendini hazırlar. Cyber-Physical (Siber-Fiziksel) yapıları yaşayan bir organizmanın beynine benzetebiliriz.
Autonomous Robots (Otonom Robot Sistemleri), eski robot sistemlerine ek olarak yapacağı işler dinamik olarak programlanabilen, sensörler ve yapay zeka desteği ile çevresini-şartları algılayabilen, karar verip bunları uygulayabilen sistemlerdir. Bu teknoloji, fabrikada bir üretim hattında kullanılabileceği gibi nanobotlar ile bir gün hayatımızın birçok noktasına yerleşecek.
IoT Internet of Things (Nesnelerin interneti), Endüstri 3.0 devrimi otomasyon sistemleri ile başlayan, gelişen teknolojilerin yardımı ile içeriği ciddi derecede genişlemiş bir konsept. Kullanılan makinelerin/cihazların durumları, ölçüm değerleri ve çeşitli sensor verilerinin bilgilerini, ağ iletişimi ile siber sisteme aktarmada önemli rol oynar.
Akıllı telefonlar, akıllı saatler, biyolojik sensorlar sayesinde insanlardan alınan bilgilerin siber sistemlere gönderilmesi prensibine dayanan iletişime IoP Internet of People (İnsanların İnterneti) adı veriliyor. Unutmamak gerekir ki endüstriyel devrimler sadece üretim sektörüne değil hayatın her alanına etki ediyor.
IoT Internet of Things (Nesnelerin İnterneti) sonrası olarak nitelendirebildiği gibi bağımsız olarak da nitelendirilebilen IoS Internet of Services (Hizmetlerin İnterneti) sunulan hizmetler hakkında bilgilerin toplanması ve buna göre tetiklenmesi mekanizmasıdır.
Karmaşık bazı işlerde insanların karar almasını kolaylaştırmak için görselleştirme yapabilme kabiliyetine Virtualization (Sanallaştırma) adı verildi. Bir işin nasıl yapılması gerektiği konusunda asistanlık yapması da bu kapsama dahil.
Endüstri 4.0’da ilişkisel olarak toplanan tüm bu verilerin merkezi bir noktadan sorgulanabilir, analiz edilebilir ve bunun Real Time Ability (Gerçek Zamanlı Yeti) olabilmesi için büyük veri kaçınılmaz bir araçtır.
Tüm bu bileşenlerle birlikte siber güvenlik (cyber-security) ve bulut işleme (cloud computing) gibi günümüzde çok sık kullandığımız teknolojiler de Endüstri 4.0 devriminin doğuşuna destek olmuş en önemli parçalar arasında sayılabilir.
ERP yazılımları gelişiminde belirli bir ivme kazanmak ve bunu sürdürülebilir kılmak isteyen şirketler için zaten bir zorunluluktu. Ancak Endüstri 4.0 ile birlikte ERP yazılımlarının vazgeçilmez hale geldiğini söylemek yanlış olmaz. Endüstri 4.0 Devrimi ile birlikte üretim sektöründe sipariş, satış, dağıtım gibi pek çok hizmet başta olmak üzere iş süreçlerinin tamamı yeniden yapılanmaya başladı. Endüstri 4.0’a ayak uydurmak isteyen firmalar için kendi kendini denetleyebilen, bilgisayarlar ve internet aracılığı ile yönetilebilen ve hatta kendi kararlarını verebilen akıllı fabrikalar kurmak kaçınılmaz hale geldi. Bu noktada ERP sistemleri sayesinde birbirine tam entegre çalışan modüller ile şirketleri yönetmek, yapay zekayı bu modüllere dahil eden, Endüstri 4.0’ın gelişmelerini yakından takip eden ve ayak uydurmak için kendini güncelleyen bir ERP yazılımı tercih etmek oldukça önemli.