Yazılımcıların içine kapanık, iletişimden uzak olduğu günler geride kalıyor. Gelişen bilişim sektörü artık müşteriyle iletişim kurabilen, liderlik yeteneği gelişmiş yazılımcılara ihtiyaç duyuyor. IK uygulamaları da bu yönde yapılandırılıyor.
Bu ay 10. Kat'ta yazılım sektörüyle bir araya geldik. Toplantımıza evoline İK Müdürü Ebru Akgül, Verifone İK Müdürü Gülben Olgen, BIS Çözüm ve Entegrasyon Hizmetleri Genel Müdürü Ülkü Ünal, Servus İK Müdürü Aslı Altuntaş ve IAS İK Müdürü Mesut Öztürk katıldı. Sektörün gündeminde tüm dünyada olduğu gibi ekonomik kriz önemli bir yer tutuyor. Ancak sektörün her zamanki gündemi de sıcaklığını koruyor. Yazılımcıların kendine has profilinin getirdiği zorluklar, nitelikli personel sıkıntısı ve değişen sektörün değişen çalışan profili en önemli konular arasında. 10. Kat'taki toplantımızda bu konuların tamamını detaylı bir şekilde konuştuk, tartıştık. Sorunları ve olası çözümleri ortaya koyduk. İşte sizler için toplantımızın özeti...
Kriz ne derece etkiliyor?
Yazılım bir hizmet sektörü olduğu için bir yazılım şirketinin yazılımdan etkilenmesi, müşterilerinin ne derece etkilendiğiyle bağlantılı. Katılımcılarımız arasında şu ana kadar çok fazla etkilenen olmasa da belirli tedbirler ve tasarruf planları dahilinde hazırlanıyorlar 2009'a. Çünkü bilişim de, tıpkı reklam ve eğitim gibi şirketlerin ekonomik olarak zorlandıkları zaman kısıntıya gittikleri kalemler arasında üst sırlarda yer alıyor. Devletin verdiği bir takım teşvikler de sektörü olumlu etkiliyor ve diğer sektörlere göre biraz daha dayanıklı kılıyor.
Kriz bilişim çalışanlarını nasıl değiştirecek?
Kriz sırasında her sektörde olduğu gibi bilişimde de çalışanın maksimum verimle sağlaması esas olacak ve İK uygulamaları bu yönde şekillenecek. Birden fazla iş yapabilen çalışanlara ihtiyaç duyulacak. Ve sektörü belki de en fazla etkileyen durum, alt seviyelerin yanı sıra üst seviyelerde de proje veya kontrat bazlı çalışmanın gündeme gelmesi olacak: proje bazlı çalışmalar, hem işvereni hem de çalışanı rahatlatacak uygulamalar olarak sektöre dinamizm getirecek.
Yazılımcıları yönetmek neden zor?
Özellikle yazılımcıların diğer çalışanlara göre özel profile sahip olduğu, iş dünyasındaki herkes tarafından bilinen bir gerçek. Yazılımcıların iletişime çok açık olmamaları, katılımcılık konusunda çekimser kalmaları ve teknik bilgiyi her şeyin üzerinde tutmaları bazen şirket içerisinde "uyumsuz” olarak nitelendirilmelerine neden oluyor. Katılımcılarımız ilginç ir noktaya daha işaret ediyor: "Yazılımcılar İK'yı sevmiyor.” Bu cümleyi açmaya çalıştığımızda ise sürtüşmenin biraz da mülakat aşamasında başladığını anlıyoruz. Çünkü yazılımcılar İK'yla değil, kendi işlerini bilen teknik yöneticilerle mülakat yapmak istiyor. Şirket içi etkinliklere katılma ve bazı hedefleri paylaşma konusunda da çok istekli davranmayabildikleri için İK'nin işi iyice zorlaşıyor. Bu noktada katılımcılarımız onlara sorumluluk vermenin ve şirket içinde yaptıkları işin bütüne katkısını göstermenin çok önemli katkısı olduğunun altını çiziyor. Doğru performans yönetimiyle ödül mekanizmaları kurmak da çok önemli.
Yazılımcılar "hümanist firma” ile ne kastediyor?
Katılımcılarımızın söylediğine göre işe alım sırasında yazılımcıların birçoğu "Nasıl bir iş ortamı arıyorsunuz?” sorusuna şaşırtıcı bir şekilde "insancıl ya da humanist bir firma” yanıtını veriyor. Katılımcılarımızla birlikte bunun altında yatan nedenlere baktığımızda, yazılımcıların anlaşılamama duygusunu yoğun bir şekilde yaşadıkları ortaya çıkıyor. Yaptıkları katkının görünmez olduğunu düşünüyor ve bu katkıyı görebilecek bir iş ortamı hayal ediyorlar. Bu duygunun tespit edilmesi bile aslında çözüme yol gösteriyor.
Nitelikli işgücü neden az?
Bilişim sektörünün en önemli sıkıntılarından biri, işgücü pazarında arza talebin birbirini tutmaması. Bu durum ücretlerdeki dengesizlikten yüksek çalışan sirkülasyonuna kadar İK'yı zorlayan bir çok olguyu tetikliyor. Arzla talebin birbirini tutmamasının arkasındaki en önemli neden de tabii ki eğitim sistemi. Şu an sektöre insan gücü yetiştiren üniversitelerin sayısı, sektörün büyüme hızına yetişmeye yeterli değil. Üstelik teknolojinin sürekli geliştiği bu alanda üniversitelerin müfredatları özel sektörün ihtiyaçlarını karşılayamayabiliyor. Bunun için özel sektörle üniversiteler arasında iletişim platformu oluşturulması ve yeni yazılımcılar yetişirken en azından müfredat oluşturma açısından işbirliği yapılması önem kazanıyor.
Neden iletişim yetenekleri gerekli?
Bilişim, belki her alanda daha hızlı bir şekilde yenileniyor, şekil değiştiriyor. Buna bağlı olarak iş yapış şekilleri de değişiyor. Birçok projede yazılımcılar da müşterilerle birebir iletişim kuruyor, sorunların çözülmesinde önemli rol oynuyor. Bu yüzden sektörün çalışanlarından da beklentisi artıyor. Artık yazılımcıların iletişim ve liderlik yeteneklerinin de güçlü olması gerek. Yazılım sektöründe uzun vadede İK'nın önündeki en önemli projelerden bir de bu olacak. Birçok şirkette bu yönde eğitimler başladı bile. Ama bunun yeni bir yaklaşım olarak sektör tabanına yaygınlaştırılması, göründüğünden biraz daha zor olabilir. Ancak İK doğru planlama ve doğru iletişimle bu zorluğunda aşılacağından emin.
Yazılımcılar ne istiyor?
Ne istemiyor?
İK ne yapabilir?
Kariyer.net
Aralık 2008
10. Kat Sohbetleri