Yerli ERP yazılımı firması IAS'nin düzenlediği caniasERP Live etkinliği, İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa'nın ardından beşinci durağı olan Gaziantep'teydi. Etkinlik kapsamında hem dünya gündemi konuşuldu hem de caniasERP'deki yeni güncellemeler müşteri ve müşteri adaylarına tanıtıldı. caniasERP Live etkinliğinde tüm gün süren sunumların yanı sıra IAS Genel Müdürü Behiç Ferhatoğlu moderatörlüğünde bir de panel gerçekleştirildi. 'Kurumsallaşma Sürecinde Dijitalleşmenin Önemi' başlıklı panele, Gaziantep Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Köken, Biriz Ambalaj Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Köroğlu, Marsu Genel Müdürü Meltem Kirazlı ve Yaşar Gıda (Mado) Bilgi İşlem Direktörü Süleyman Ertürk de konuşmacı olarak katıldı. Kurumsallaşma ve dijitalleşme konularını farklı yönleriyle ele alan katılımcılar, kendi sektörülerinde biriktirdikleri tecrübelerini dinleyicilere aktardı. Panelde aile şirketlerinde kurumsallaşma, dijital dönüşümün önemi ve sanayide Endüstri 4.0'ı yakalamanın Türkiye ekonomisine katkıları öne çıkan başlıklar arasındaydı.
IAS Genel Müdürü Behiç Ferhatoğlu moderatörlüğünde, caniasERP Live etkinliği kapsamında gerçekleşen 'Kurumsallaşma Sürecinde Dijitalleşmenin Önemi' başlıklı panel, kendi sektörünün ön önde gelen isimlerini ağırladı. IAS Genel Müdürü Ferhatoğlu'nun sorularını yanıtlayan Gaziantep Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü (GAOSB) Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Köken, Biriz Ambalaj Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Köroğlu, Marsu Genel Müdürü Meltem Kirazlı ve Yaşar Gıda (Mado) Bilgi İşlem Direktörü Süleyman Ertürk; tecrübelerini, sanayi ile ilgili öngörülerini ve tavsiyelerini izleyicilere aktardı. Panelde Endüstri 4.0 ile birlikte gelen yenilikleri gündeme getiren GAOSB Yönetim Kurulu Başkanı Köken, "Endüstri 4.0 ile birlikte konuşulmaya başlanan yeniliklerin ve bunlara ayak uydurmanın önemini konuşmadan önce belki de dünyanın bu sürece nasıl geldiğine bakmak gerekiyor. Dünya bugüne kadar pek çok edüstriyel devrime tanıklık etti ve bu değişimlere ayak uyduramayan firmalar ve ülkelerin sonrasında diğerlerine yetişebilmek için çok daha hızlı koşmaları gerekti. Pek çoğu da bunu başaramadı. Türkiye geçmişteki endüstriyel devrimleri ne yazık ki ıskaladı, yeteri kadar hızlı olamadı. Ne yazık ki ülkemizde şirketler kurumsallaşma çalışamalarını ve dijitalleşme için yapılan yatırımları angarya olarak görüyordu. Şimdi ülkemiz, yer eden bu yanılgıyı düzelmek için ciddi teşvikler ve çalışmalar yürütüyor. Bu anlamda caniasERP Live gibi etkinliklerin yapılması ve sayılarının arttırılması da çok önemli. Kurumsallık ve dijitalleşmenin konuşulduğu bir toplanın Gaziantep'te böylesi büyük bir ilgi ile takip edilmesi bana göre çok umut vaad eden bir şey. Bizler de bu konuda bilinci arttırmak için elimizde geleni yapıyoruz" dedi ve "Kurumsal firma bilincini oluşturmak için öncelikle bireye inmek, bireyin düşüce ve bakış açısını değiştirmek gerekiyor. Bunun için de eğitim sisteminde köklü değişiklikler yapıp yeni dünya düzenine ayak uydurabilecek donanıma sahip kalifiye elemanlar yetiştirebilmeliyiz. "Özellikle üniversitelerde Endüstri 4.0'ın getirdiği yenilikleri içeren ders içerikleri oluşturmalıyız. Yapay zeka konusunda dünyadaki gelişmeleri yakından takip edip bu konuda da taşın altına elimizi koymamız lazım" diye ekledi.
Farklı pozisyonlar ve firmalarda 25 yıllık bir tecrübe edinen Marsu Genel Müdürü Meltem Kirazlı, caniasERP Live Etkinliği kapsamında gerçekleştirilen 'Kurumsallaşma Sürecinde Dijitalleşmenin Önemi' başlıklı panelde dinleyicilerin dikkatini aile şirketlerindeki kurumsallaşamama prolemine çekti. Konuşmasında "Türkiye'de özellikle, bulunduğumuz Güneydoğu Anadolu bölgesinde, çoğunluklu olarak aile şirketleri faaliyet gösteriyor. Aile şirketlerinde bilgili, işi bilen, tecrübeli kişiler şirketi kurar, ilerletir. Ancak genelde ardından gelen nesil iş süreçlerine hakim değildir. Kurucu aile üyeleri genelde eğitim almamış kişiler oluyor. Evlatları da öyle olmasın diye çocuklarının eğitim hayatlarına önem veriyorlar. Çoğu çocuğunu yurtdışına eğitime gönderiyor. Ancak burada bir handikap ortaya çıkıyor; çocuk işi öğrenmeden büyüyor, eğitimli ancak tecrübesiz olarak şirketin başına geçiyorlar. Sonuç olarak şirketlerde bilgili ancak yetkisi olmayan çalışanlar ve yetkisi oluğu halde bilgisi olmayan yöneticiler olur. Bu da aile şirketlerinin ömrünü kısa olmasının en büyük nedeni. Çoğunlukla üçüncü kuşaktan sonra firma ayakta kalmayı başaramaz. Uzun ömürlü olmak isteyen ve başarısını katlamayı hedefleyen aile şirketlerinin yönetim planlarını çok iyi yapmaları gerekiyor. Patron odaklı değil, kurumsal kurallar çerçevesinde yönetilmeli, kurum kültürü oluşturmalılar. Ayrıca bilgi birikimlerini gelecek nesillere daha kolay aktarabilmek için kurumsal bir hafıza oluşturmalılar. İş süreçlerini iyi yönetebilen, genilikleri yakından takip eden firmalar sürdürülebilirliklerini koruyabilirler. Özellikle Endüstri 4.0'ın konuşulduğu ve her şeyin çok hızla değiştiği bir dönemde bu konu göz ardı edilmemeli" dedi.
İş hayatına aile şirketinde çalışarak başlayan ve 1985 yılından bu yana sanayicilik yapan Biriz Ambalaj'ın kurucusu Mahmut Köroğlu, caniasERP Live etkinliği kapsamında düzenlenen 'Kurumsallaşma Sürecinde Dijtalleşmenin Önemi' başlıklı panelde IAS Genel Müdürü Ferhatoğlu'nun sorularına yanıt verdi. Toplantıda Biriz Ambalaj'ın kurumsallaşma sürecinde attığı adımları anlatan Köroğlu, "Uzun zamandır sektörün içindeyim ancak Biriz Ambalaj yeni sayılır. 2014 yılında faaliyet göstermeye başlayan firmamızda kurumsallaşma sürecini öncelikle kurallarımızı, yetkilerimizi, sınırlarımızı ve beklentilerimizi belirleyerek başlattık. Ayrıca belirlenen bu kurallar yalnızca çalışanlar değil yönetenler için de bağlayıcı oldu. Yetki sınırları ve kuralların belirlenmesinin ardından da birimlerimizi oluşturduk ve bu birimlerin başına da kendi alanlarında tecrübeli, bilgili kişileri getirdik. Ayrıca kurumsallaşma için dijitalleşmenin önemini de çok iyi kavramış bir firmayız" dedi ve caniasERP yazılımı ile olan yolculuklarını özetledi: "Firmalar bilgilerini bazı ofis programları ve kağıt dökümanlarda muhafaza ederler. Ancak işler büyüdükçe bu içinden çıkılamaz bir kaos ortamının oluşmasına neden olur. Bizim işletmemizde ise kağıt kullanımını minimum seviyede. Biz tüm işlemlerimiz dijital ortamda yapıyor ve tüm verilerimizi caniasERP'de tutuyoruz, raporların tamamı da yine burada hazırlanıyor. Bu sayede tahminlerle değil sağlaması yapılabilen, gerçek veriler üzerinden karar alıyoruz. Biriz Ambalaj'da makinalar ile caniasERP'yi konuşturabiliyoruz. Makina ne zaman durdu, hangi ürün için ne kadar zaman harcadı tüm bu veriler caniasERP'ye aktarılıyor ve sonuçlar burada raporlanıyor. Sonuç olarak ortaya çıkan bu bilgi ile hangi iş için ne kadar emek harcadığımızı ve sonunda ne elde ettiğimizi net bir şekilde görebiliyoruz. Dolayısıyla gelecek planlarını da bu bigilere dayanarak hazırlıyoruz. Net bilgiye sahip olduğunuz zaman kar oranınızı arttırmanız mümkün ve kaybetme ihtimaliniz yok. Bana göre sanayideki en büyük hata yeteri kadar bilgi sahibi olmadan duygular ve önseziler ile yatırım yapmak."
Hala ders kitabı olarak okutulan, Türkiye'nin ilk bilgisayarlı muhasebe kitabının yazarı, MADO Bilgi İşlem Direktörü Süleyman Ertürk, 'Kurumsallaşma Sürecinde Dijitalleşmenin Önemi' başlıklı panelde konuşmasına öncelikle dijitalleşmenin önemini vurgulayarak başladı. Ertürk, "ERP yazılımları kurumsallaşmanın merkezinde yer alır. Tüm departmanların birbirine entegre çalıştığı, şeffaf ve hızlı bir çalışma ortamı sunan ERP yazılımları sayesinde firmalar tüm süreçlerini kolaylıkla takip edebilirler. ERP yazılımları, departmanlarda oluşan ham verileri işleyerek bunları bilgiye dönüştürür, analiz eder ve yöneticiye raporlar. Kurumların hayatta kalmaları, hedeflerine ulaşabilmeleri için öncelikle yapmaları gereken şey hızlı ve doğru kararlar alabilmektir. Özetle hızlı kararlar alabilen firmalar çok daha hızlı kurumsallaşır ve başarıyı yakalar. Bunun anahtarı da dijitalleşmektir" dedi. Dijitalleşirken yerli yazılımların tercih edilmesi gerektiğinin altını çizen Ertürk, "Milli yazılımları tercih etmek özellikle iki nedenden ötürü çok önemli. Birincisi milli sermayenin dışarı akması sorunu. Yüksek maliyetli olan yabancı yazılımları ithal etmek ülke ekonomisini geriye götürür. İthal değil ihraç etmemiz gerekir. İkincisi ise güvenlik. Olaya ERP yazılımları açısında bakacak olursak; şirketlerin tüm süreçleri, bilgileri ERP yazılımları içinde tutulur. Bir diğer tabirle bu yazılımlar işletmenin kara kutusu, mahremidir. Yabancı bir ürün tercih edildiğinde yazılımın bir arka kapısı olmadığından hiçbir zaman emin olamazsınız. Yerli bir firmanın bilgilerini yabancı bir yazılım üzerinden yönetmek milli bir güvenlik sorunu olarak okunabilir. Tüm bunların yanında maliyet açısından düşünüldüğünde de yerli yazılımları tercih etmek çok daha mantıklı. Aynı işlevlere sahip yerli yazılımlar ve yabancı yazılımların fiyatları arasında uçurumlar var. Milli yazılımların pazardaki paylarının yükseltilmesi gerekiyor" diye açıkladı.