Avrupa Birliği ülkeleri başta olmak üzere dünyanın 30 ülkesinde müşterilerinin bulunduğu ve dünya devleri ile rekabet ettikerini ifade eden IAS Genel Müdürü Hakan Özkara marka olarak, dünyanın en çok tanınan kurumsal kaynak planlama yazılımlarından biri olmayı hedeflediklerini söledi.
IAS’de görev aldığınız 19 yılda talepler nasıl değişti?
19 yıla yakın bir süredir IAS bünyesinde görev yapıyorum. Aileye Ar-Ge Yazılım Mühendisi olarak katıldım. Ar-Ge müdürlüğü ve holding bünyesinde çeşitli görevler üstlendim. 2009 yılından beri de yazılım şirketimizin genel müdürlüğünü yürütmekteyim.
IAS 1989 yılında kuruldu. 30 yıla yaklaşan bir mazimiz var. Bu sürede teknoloji değişti, insanlar değişti, rejimler değişti, iş yapış şekilleri değişti, meslekler değişti, kısaca bütün Dünya değişti. Bir taraftan teknoloji ve bilgi sistemlerindeki gelişmeler bu değişimleri tetikledi, bir taraftan da bu değişimler sonucu ortaya çıkan ihtiyaçlar teknolojiyi değiştirdi. Sonuç olarak bu kadar değişimin içerisinde elbette iş yazılımlarından beklentiler de oldukça değişti diyebiliriz. Ürünümüzün hayat hikayesi de buna paralel gelişti.
Örneğin, önce kapsamdaki değişimden bahsedebiliriz. Dünya’da MRP yazılımları ile başlayan hayat hikâyesi zaman içerisinde kapsadığı iş süreçlerinin genişlemesiyle sırasıyla MRP II, ERP ve ERP II’ye dönüştü. Eskiden temel işlevler işlemlerin kaydının tutulması, raporlanması ve bir takım algoritmik planlama fonksiyonları iken; artık müşterilerimiz ürünümüzü sadece verileri oluşturmak için değil daha çok bu verileri enformasyona ve bilgiye çevirebilmek için satın alıyorlar.
Bana göre ikinci sırada başarım konusu var. Eskiden bir fonksiyonun, zahmetli de olsa ve belli kısıtlarla da olsa, mümkün olması yeterliyken; bugün o işin tüm detaylarıyla düşünülmüş olması, kullanım kolaylığı ve kullanıcı deneyiminin yüksek olması olmazsa olmazlarımız arasında. Bu sebeple bizler de son yıllarda bir taraftan fonksiyonelliğimizi arttırırken, bir taraftan da önemli miktarda araştırma ve yatırım yaparak ürünümüzün kullanıcı deneyimini ve kullanım kolaylığını arttırmaya çalıştık.
Diğer taraftan, geçen zaman içerisinde erişilebilirlik çok önem kazandı. Kurumlar çok daha hızlı karar vermek ve beklemeden aksiyon alabilmek istiyorlar. İşlemlerini mekân ve zamandan bağımsız gerçekleştirebilmek istiyorlar. Bu da bizi mobilite ve bulut kavramlarına götürüyor. Bu konuya çok erken yatırım yapmış bir şirketiz. 2001 yılında tüm fonksiyonları ile Internet üzerinden çalışabilen ve bulut destekli olan Java tabanlı sürümümüzü “Anywhere at any time” sloganı ile çıkarttığımızda pek çok kişi “gerçekten ihtiyaç var mı ki?” diyordu.
Çok uzatmadan esnekliğe de değinmek isterim. İhtiyaçlardaki bu hızlı değişim işletmelerde gelecekte çıkabilecek ihtiyaçlara karşı bir farkındalık yarattı. Yazılımın esnek olması, çıkacak ihtiyaçlara göre uyarlanabilir, iyileştirilebilir olması da önemli bir beklenti haline geldi.
Son birkaç yıla baktığımızda da dijital ekonomi, IoT, Endüstri 4.0 gibi kavramların etkisi ile ERP çözümleri büyük veri, iş zekası, yapay zeka, otonomi gibi kavram ve teknolojileri de artık daha fazla kullanmak durumunda kalır hale geldiler. Öğrenen sistemleri konuşmaya ve tasarlamaya başladık.
Gelişen taleplere ilk olarak ve en hızlı şekilde yanıt verebilmek için ne tür hazırlıklar yapıldı marka bünyesinde? Türkiye pazarına en güncel teknolojileri aynı hızla adapte edebilmek için stratejileriniz nelerdir?
IAS global faaliyet gösteren bir yazılım şirketi. Pek çoğu Avrupa Birliği ülkelerinde olmak üzere 28 ülkede müşterilerimiz var. Farklı coğrafyalarda Dünya devleri ile rekabet ediyoruz. Hedefimiz de dünyanın en çok tanınan kurumsal kaynak yazılımlarından biri olmak. Bugüne kadar başarılı olmamızın arkasında argeye verdiğimiz önemin ve bu talepleri erken görüp teknolojimizi ve çözümlerimizi erken hazırlamamızın olduğunu düşünüyorum. Örneğin; 1998 yılında Java teknolojilerine yatırım yapmaya başladık ve 2001 yılından beri yazılımımızı, bugün konuştuğumuz SaaS modeliyle kullanan müşterilerimiz var. Mobilite, otomasyon, büyük veri ve iş zekâsı da uzun yıllardır yatırım yaptığımız çözümlerimiz arasında. Biz ürettiğimiz çözümlerde ERP fonksiyonları ile entegrasyona çok önem veriyoruz. Bu nedenle, başta yeni teknolojilerin sisteme kazandırılması olmak üzere tüm çözümlerimiz bütünleşik bir sistem sunuyor.
Diğer taraftan, “esneklik” bizim için çok önemli bir kurum felsefesi. Her konuda esnek çözümler üretmeye çalışıyoruz. Müşterilerimize işletim sistemi, cihaz ve veritabanı bağımsız ölçeklenebilir çözümler sunabiliyoruz. Kırktan fazla sektöre hitap edebiliyoruz. Bunu da yazılımın modülerliğine ve TROIA adını verdiğimiz, tamamı IAS tarafından geliştirilmiş olan uygulama geliştirme ve çalıştırma platformumuza borçluyuz. TROIA çok hızlı ve kolay bir şekilde yazılımı uyarlama imkânını bize ve müşterilerimiz veriyor. Çünkü ERP yazılımımızın kaynak kodlarını ve geliştirme ortamını da müşterilerimizle paylaşıyoruz. Eksiklerimizi çok kısa sürelerde giderebiliyoruz. Bu sayede daha önce hiç içinde olmadığımız sektörlerde bile müşterilerimizin ve müşteri adaylarımızın bizi tercih etmelerini sağlayabiliyoruz.
Endüstri 4.0 veya IoT alanında ön görüleriniz nelerdir, ne tür gelişmeler ve talepler bekliyorsunuz?
Endüstri 4.0 ve IoT uzun 4 yıldır yakından takip ettiğimiz ve yatırım yaptığımız bir konu. Hem ülkemiz hem de Dünya için önemli değişimleri tetikleyebilme potansiyeli olduğunu görmek gerekir. Bu konuda yatırım yaptığımız gibi aynı zamanda farkındalığın artması için de uğraşıyoruz.
Endüstri 4.0’ı üretim süreçleri başta olmak üzere, rutin kurumsal süreçlerde insan faktörünün etkisinin azalacağı, yapay zeka destekli otonom sistemlerin yaygınlaşacağı, insanları ise daha katma değerli süreçlerden sorumlu olacağı bir dönem olarak görmekte fayda var. Bu otonom sistemlerin doğru çalışabilmesi için büyük veriyi yapay zeka, derin öğrenme gibi yöntemleri de kullanarak doğru analiz edebilmek ve ihtiyaç olan en temel yeteneklerden birisi. IoT ise bu verinin elde edilmesi ve uç noktalardaki aksiyonların gerçekleştirilmesi için çok kullanışlı bir teknoloji. Bütün bu parçaları ERP sistemi ile doğru entegre ederek kullandığınızda müthiş imkan ve tasarrufları birlikte getirebiliyor.
Yeni dönemde ERP açısından neler değişecek diye bir düşündüğümüzde ERP sistemleri planlama rollerini genişletecekler. Üretim sahası başta olmak üzere pek çok konuda uç noktalara daha fazla entegre olacaklar. Daha fazla makineye, sisteme ve veriye dokunarak, öğrenen, tahmin eden ve dinamik olarak planları revize edebilen hatta sahaya kumanda edebilen bir yapıya kavuşacaklar. Mobilite daha da önemli hale gelecek.
Bizler uzun süredir planlarımızı ve yatırımlarımızı buna göre yapıyoruz. Makinelerle ve çeşitli sistemler ile doğrudan haberleşebilen “CANIAS IoT Gateway” ve “CANIAS IoT Connector” ürünlerimizi geliştirdik. Böylece pek çok farklı şekilde sahadan verileri toplayabiliyoruz. Bu veri üzerinden iş zekâsı ve üretim zekası modüllerimizi besliyor ve stratejik ve operasyonel kararların verilmesini sağlıyoruz. Ayrıca makine öğrenmesi ve yapay zekâ üzerine de çalışmalarımız bir taraftan devam ediyor.
Etkinlikte tanıtılan ürününüzün özelliklerini tanıyabilir miyiz?
Her yıl Almanya ve Türkiye’nin büyük şehirlerinde düzenlediğimiz “caniasERP Live” etkinliklerimiz ile müşterilerimiz ile buluşup yeniliklerimizi paylaşıyoruz. Etkinliklerimizde son ara sürümümüz ile gelen özellikleri aktarıyoruz. Etkinliğimizin teması “Endüstri 4.0”. Müşterilerimizin Endüstri 4.0 dönüşüm yolundaki ihtiyaçlarını karşılamak üzere, caniasERP içerisinde Altyapı, İletişim, Mobilite, Stratejik Planlama ve Karar Verme, Büyük Veri, İş Zekası başlıkları altında çeşitli yeniliklerimizi tanıtıyoruz. Bunların başlıcaları Android platformunda native olarak çalışabilen yeni istemcimiz, CANIAS IQ adını verdiğimiz iş zekası çözümümüz, otomasyon ve IoT çözümlerimiz diyebiliriz.
Kaynak: www.stdergileri.com
http://dergi.stdergileri.com/st-proses-otomasyonu-2018-mayis/mobile/index.html#p=100