Servis Odaklı Mimari (SOA) yaklaşımının çerçevesini çizer misiniz?
Web Servisleri üzerinden servis yönelimini temel alan mimari bir yaklaşım olan SOA, aslında yeni bulunmuş olan bir teknoloji ya da yöntem değildir. Çözmeyi hedeflediği ihtiyaçlar daha önce de benzer yöntemler ile çözülüyordu. Uzun yıllardır web servisleri ve XML, yatay entegrasyon gereken yerlerde aktif olarak kullanılıyordu. SOA'nın getirdiği yenilik yeni bir metodoloji ya da teknoloji getirmek değil var olan çözümleri daha standart hale getirmektir. SOA, kuruma özel çözümler yerine artık üreticilerin ürettikleri yazılımların diğer yazılımlar ile iletişim kurabilmek için ortak bir paydada buluşabilmesini ve üreticilerin yazılımlarını daha küçük parçalar halinde üretip sunmalarını sağlamaktadır. SOA yaklaşımı, sistemi oluşturan bileşenlerin, diğer bileşenlerden bağımsız olarak kendisine standart arayüzlerle gelen istekleri işleyip yine standart arayüzler ile yanıt üretmesi esasına dayanmaktadır.
SOA Yaklaşımı ile kurumların sağladıkları faydalar nelerdir?
SOA sayesinde, kurum süreçlerinin büyük çoğunluğunun standart bir otomasyon temeline oturtulması ve süreçlerin bu şekilde hızlandırılması ve daha yönetilebilir olması sağlanabilmektedir. Bu durum kurumlara BT yatırımlarında kısa orta ve uzun vadede büyük esneklik sağlamaktadır. SOA sayesinde kurumlar ihtiyaçlarına göre aynı üreticiden ya da farklı üreticilerden hizmetleri bir araya getirip kendi ihtiyaçlarına ve yapılarına en çok uyan çözümü oluşturabilecekler ve ileride ihtiyaçlarında değişiklikler olması halinde tüm sistemi yenilemek zorunda kalmadan en az etki ile ilgili bileşenleri değiştirebilecekler ve büyük bir zaman ve yatırım maliyetinden tasarruf edebileceklerdir. Dolaylı olarak bir diğer fayda da, SOA sayesinde kurum süreçlerinin izole edilebilir bir şekilde ortaya çıkması ve netleşmesidir. Bu iyileştirme çalışmalarında fayda sağlamaktadır.
SOA'ya geçiş sürecinde ve SOA'dan maksimum faydayı sağlamak açısından kritik faktörler nelerdir?
İlk olarak SOA'nın, uygulamadan bağımsız bir mimari yaklaşım olduğunu akıldan çıkarmamakta fayda var. SOA eşittir Web Servisi değildir. Bunun haricinde, uygulamanın tanımlı standartları destekliyor olması ve operasyonel maliyetlerinin düşük olmasına da dikkat etmek gerekiyor. Aksi takdirde, belirli bir çerçevede kısıtlı kalınırsa SOA'nın sunduğu avantajların kaybolması söz konusu olabilir. Çünkü SOA var ya da yok denilebilecek bir kavram değil. Yazılımın ya da çözümün ne kadarını kapsadığı ya da hangi fonksiyonların dışarıya sunulduğu, hangilerinin sunulmadığı, şirketin sadece kısa vadeli değil orta ve uzun vadeli ihtiyaçlarına da cevap verecek bir esneklik gösterip göstermediği de çok önemli. Hem SOA özellikleri ve teknolojik altyapı hem de yazılım fonksiyonalitesi açısından yeterli esnekliğe sahip yazılımların ve çözümlerin tercih edilmesinde fayda var.
Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ve eğilimler hangi yönde ilerliyor, pazar ne yönde gelişiyor?
Ülkemizde ve Dünya'da SOA çok yeni gelişiyor. Yurtiçi veya yurtdışında henüz yaygın bir SOA kullanımı mevcut değil. Ancak bir kaç yıl sonra bu yaklaşımın temel olacağını düşünüyoruz. Özellikle Finans ve ilgili sektörlerinde SOA temelli yaklaşımları ve İş Akışı uygulamalarını görebiliyoruz. Önümüzdeki dönemlerde sanayide de SOA uygulamalarını daha fazla görmeye başlayacağımızı düşünüyoruz.
Farklı sektörlerin SOA'ya bakış açıları nasıl? Hangi ölçekteki kuruluşlar bu yaklaşımdan yararlanabilir?
Yatay entegrasyon çözümlerinin büyük bölümünün SOA ile uyumlu hale getirildiğini söylemek için henüz erken. Ancak yurtdışında birçok şirket, başta çok uluslu büyük şirketler olmak üzere, bu konuda çalışmalara başlamış durumda. Tabi bu büyük şirketlerle iş yapan KOBİ sınıfında da ister istemez SOA hazırlıklarını görüyoruz. Özellikle üretim odaklı şirketler, üretim süreçlerinde buna ihtiyaç duyabiliyorlar. Örneğin, Tedarik zincirinde ve Finansal hareketlerde SOA uygulamalarını daha fazla görebiliyoruz.
Hakan Özkara
IAS Türkiye
Ar-Ge Bölüm Müdürü