Endüstri 4.0 yalnızca üretim sektörünü değil günlük hayatı da derinden etkileyen ve değiştirecek olan büyük bir devrim. Devrimi oluşturan bileşenleri ve endüstriyel devrimlerin tarihini anlatan IAS Teknik Çözümler Yöneticisi Celal Bilgin, yeni dönemde mühendislik kavramının, çalışanlardan beklentinin, üretim biçimlerinin ve tüketimin değişeceğini söylüyor. Yani insan iş gücü ile yapılan mesleklerin ortadan kalkacağı yakın gelecekte bizleri robotlar ve yapay zeka ile çok daha iç içe yaşanacak bir hayat bekliyor. “Mühendislik bilimleri, bilgisayar destekli gelişimlerine ciddi ivme katacak, sanallaştırma ve karar destek sistemleri ile ayrı bir boyut kazanacak. Bunun yanında standartlaştırılabilir emek, yoğun işler, robotik sistemlere devredilecek böylece üretim sahalarında sadece teknisyenler ve mühendisler kalacak” diyen Bilgin’den önümüzdeki 20 yıl için ortaya atılan öngörüleri dinledik. ,
Endüstri 4.0 neden bir devrim olarak nitelendiriliyor?
Bunu daha net anlamak için tarihe kısaca göz atmak gerekir; Endüstri 1.0 (Sanayi Devrimi) ilk buhar makinalarının icadı ile insan güç yoğun işlerin artık mekanik makinaların yardımı ile daha kolay yapılması ile başladı. Endüstri 2.0’de ise elektrik enerjisinin makinalarda kullanılmaya başlandı. Ayrıca iş bölümleri ile seri üretim hatları oluşturuldu ve üretim sayıları arttırıldı. Endüstri 3.0 ile otomasyon sistemleri ile basit programlanabilir makinalar geliştirildi. Bilgi teknolojilerinin buna eklenmesiyle birlikte kurumsal hafızalar oluşturuldu. Ve şimdi Endüstri 4.0 devrine geldik. Şimdi siber-fiziksel sistemlere dayalı üretim mekanizmaları oluşturulabiliyor. Endüstriyel devrimlerin her bir kademesinde üretim miktarlarında artış, daha kaliteli üretim, maliyetlerin düşmesi gibi gelişmeler gözlendi. Bunun yanı sıra üretim metotları geliştirildi ve bunlar günlük hayatı da ciddi şekilde etkiledi. Endüstri 4.0 ile birlikte yapay zekanın üretimde yoğun bir şekilde kullanılmaya başlanmasıyla; insan karar mekanizmalarından kendi kendine kararlar alan makinalara, programlanabilir robotlar ile arza göre kendini düzenleyen üretim hatlarına, otokontrol mekanizmaları ile önleyici ve yönetici kararlar alan yapılara ulaştık. Bu nedenle bu yeni endüstriyel gelişmeleri bir devrim olarak nitelendiriyoruz. Endüstri 4.0 daha önceki üç devrimden çok daha kapsamlı ve büyüktür; sadece sanayi için değil tüm hayata etki eden büyük devrim.
Endüstri 4.0 kavramını ve içeriğini özetleyebilir misiniz?
İnsan, makine ve ürünlerin birbirleri ile iletişim kurabildiği, sistemin kendi kendine kararlar alabildiği ve yönetebildiği yapıdır, Endüstri 4.0. Bu yapıyı oluşturan pek çok alt sistem bulunur. Yapay zeka-makine etkileşiminin oluşumu Cyber-Physical (Siber-Fiziksel) yapılar, yapacağı işleri dinamik olarak programlanabilen, sensörler ve yapay zeka desteği ile çevresini-şartları algılayabilen, karar verip bunları uygulayabilen Autonomous Robots (Otonom Robot Sistemleri) sistemler, kullanılan cihazların durumları, ölçüm değerleri, çeşitli sensor verilerinin bilgilerini ağ iletişimi ile siber sisteme aktarabilen IoT Internet of Things (Nesnelerin interneti), akıllı telefonlar, saatler, biyolojik sensorlar sayesinde insanlardan alınan bilgileri siber sistemlere gönderen IoP Internet of People (İnsanların interneti), sunulan hizmetler hakkında bilgilerin toplanması ve buna göre tetiklenmesi mekanizması dediğimiz IoS Internet of Services (Hizmetlerin interneti), karmaşık işlerde insanların karar almasını kolaylaştırmak için görselleştirme yapan Virtualization (Sanallaştırma) ve ilişkisel olarak toplanan tüm verileri gerçek zamanlı olarak merkezi bir noktadan sorgulayıp analiz eden Big Data (Büyük veri) Endüstri 4.0’ı oluşturan en büyük parçalar arasında sayılabilir. Ayrıca cyber-security (siber güvenlik) ve cloud computing (bulut işleme) gibi günümüzde çok sık kullandığımız teknolojiler de Endüstri 4.0 Devrimi’nin gerçekleşmesini sağlayan puzzle parçaları arasında gösterilebilir.
Endüstri 4.0 ile birlikte çalışma biçimleri, iş süreçleri de değişiyor...
Öncelikle Endüstri 4.0’ı oluşturan bileşenler ile ilişkili mesleklere olan ihtiyaç son derece arttı. Hatta bu bilimlerin alt bilimleri de ortaya çıkmaya başladı. Gelişmelerle birlikte bilgisayar mühendislerinin bildiği programlama kültürü bile baştan aşağıya değişecek. Diğer mühendislik bilimleri ise bilgisayar destekli gelişimlerine ciddi ivme katacak, sanallaştırma ve karar destek sistemleri ile ayrı bir boyut kazanacak. Bunun yanında standartlaştırılabilir emek, yoğun işler, robotik sistemlere devredilecek böylece üretim sahalarında sadece teknisyenler ve mühendisler kalacak. Bunların yanında hizmet ve sağlık sektörlerinde de ciddi değişiklikler olacak. Örneğin, tüm tetkiklerimiz biz hastaneye gitmeden yapılmış ve siber sistem tarafından teşhis konulabilir. Doktorlar, tedaviye başlamadan önce yöntemleri belirlemek için siber sistemden destek alabilirler. İnsan gücü gerektiren, doğrudan başka bir insan ile iletişimde bulunmayan meslekler, yavaşça kaybolacaktır.
Peki Endüstri 4.0 ile birlikte telaffuz edilmeye başlayan yeni iş alanları neler?
Yeni nesil çalışanlardan siber sistemler ile birlikte çalışabilme niteliği aranacak, günümüzde birçok meslekte temel bilgisayar kullanımı nasıl gerekiyorsa, bilgisayarlarla birlikte çalışma yeteneği de aynı derecede önemli olacak. Endüstriyel veri uzmanlığı gibi veri madenciliğinin alt kolları olan bilimler ortaya çıkması öngörülüyor. IoT-IoP teknolojileri, endüstriyel bilgi, veri madenciliği, yapay zeka programlama gibi niteliklere sahip bu meslek, geleceğin gözdeleri arasında gösteriliyor. IoT konusunda uzman olup robot donanım yapılarına hakim olan Robot koordinatörlerinin olması da bekleniyor. Bu mesleği yapan kişilerin asli görevleri, robotların acil durumlarda müdahalelerini gerçekleştirmek ve minimum duruş-aksaklık süresi ile sistemin devamlılığını sağlamak olacak. IoT-IoP-IoS çözüm mimarları ise ihtiyaçlar için nasıl bir sistem dizayn edilmesi gerektiği konusunda uzman olacaklar. Endüstriyel programcılık, klasik bilgisayar mühendisliğinin bir alt dalı olarak ortaya çıkacak ve bu kişiler istatistiksel analiz yapabilen, dinamik olarak robot programlayabilen, lightweight programlama niteliklerine sahip kişiler olacak. Gelişen üç boyutlu yazıcılar ile birlikte ortaya çıkacak olan mesleklerden biri de 3D yazıcı uzmanları olacak. Modüler konularda uzmanlaşan ERP danışmanlarına ise yenileri eklenecek. IoT-IoP-IoS çözüm mimarlarının yaptıkları işi ERP bütünlüğünü sağlayarak gerçekleştirecekler.
ERP yazılımları Endüstri 4.0’ün neresinde konumlandı?
ERP programları zaten Endüstri 3.0 Devrimi’nin sonrasında MRP olarak başlamış, zaman içerisinde kendisine yeni özellikler ve modüller katmıştı. ERP sistemlerini insanın sinir sistemi gibi düşünürüm. En basit haliyle tüm bilgileri toplayan, yorumlayan, işleyen, yeni bilgiler üreten, reaksiyon alması için kas gruplarına tetikleyen bir sistem gibidir. ERP, Endüstri 4.0 sonrasında IQ ve EQ seviyesi yükseltildi, sadece kendi sınırlarında değil nesne-insan ile iletişime geçebilen bir çözüm haline geldi. ERP sistemleri Endüstri 4.0 çözümlerinin çekirdeği gibi düşünülebilir. Şirketler gelişmeye önce ERP sistemleri ile başlayacak, bu kültürü kazanacak. Daha sonra adım adım bahsedilen teknolojileri devreye alarak Endüstri 4.0’a ayak uyduracaklar.
IAS Endüstri 4.0’ ayak uydurmak için ne gibi çalışmalar yapıyor?
Öncelikle hedeflenen amaç ve beklentiler nelerdir, bu beklentiler zaman içerisinde ne tür revizyonlar geçirebilir bunları analiz ettik. Endüstri 4.0 içerisindeki ana karar verici mekanizmanın ERP programları olduğunu biliyoruz. Ancak bu çapta büyük bir sistemin yönetimin sağlanması için caniasERP’nin bazı özelliklere, yeni fonksiyonlara ihtiyacı olduğuna karar verdik. Tabi caniasERP’nin gücünü aldığı TROIA Platformu üzerinde de bu gelişimlere öncülük etmesini sağlayacak yenilikler yapılması gerekiyordu. Gerekli analizler sonucunda çalışmalarımız hız kazandı. IAS olarak caniasERP sistemi üzerinde otomasyon modülünü geliştirdik. Öncesinde daha basit olan bu yapıyı tüm otomasyon ihtiyaçlarını karşılayacak düzeye getirdik. Bununla birlikte IoT, IoP, IoS gibi yapılar içinde ortak alt yapı oluşturmaları ve iletişim protokolleri üzerinde çalışmalarımız devam ediyor. Bu sayede hem nesnelere bilgi gönderimi hem de toplanması konusunda ERP kontrolünü sağlayacağız. Toplanan büyük verilerin yönetilmesi için caniasIQ çözümü ile bütünleşik bir BI aracı sunuyoruz. Her geçen gün daha fazla verinin toplanması ve bunların raporlanması ihtiyacına karşılık çözümler üretiyoruz. Yapay zeka fonksiyonları ve konuları üzerinde şu an araştırmalarımız devam ediyor. caniasERP sistemimizin gücünü aldığı TROIA Platformu’na yapay zeka için özelleştirilmiş fonksiyonlar katmaya başlayacağız. Bunlara ek olarak kendi veri tabanımızı geliştirme üzerinde de çalışmalara başlamış bulunmaktayız. Web client üzerinde de yenileme çalışmalarımız devam ediyor.
Türkiye’nin Endüstri 4.0’a ulaşması için nasıl bir süreçten geçmesi gerekiyor?
Endüstri 4.0 Devrimi’nin en önemli alt yapısı bence kültür. Teknolojik açıdan artık kendi uçağımızı, insansız hava araçlarımızı, kendi yazılımlarımızı üretebildiğimize göre bu geçişe de hazırlanıyoruz diyebiliriz. Büyük ölçekteki işletmeler zaten bu konuda çalışmalarını sürdürürken orta ve küçük ölçekteki işletmelerde bu geçişe adapte olmaya başlayacaklar. Türkiye, devrimin getirdiği teknolojilerin bir kısmını aktif olarak kullanıyor, bir kısmına ise çok yakın konumda olduğundan ‘kuluçka döneminde’ diyebiliriz. Veri madenciliği ve yapay zeka çalışmaları daha çok telekomünikasyon ve bankacılık sektörlerinde kullanılsa da bu mesleklerin gelişiyor olması önemli. Üretim şirketlerinin bu mesleklere olan talepleri ile arz kaymaları olacaktır. Devrimin en önemli etkenlerinden IoT yavaş yavaş ülkemizde yaygınlaşmaya başladı. Programlanabilir robot üreten şirketlerin sayısında da artış görülüyor. Uluslararası piyasalarda rekabeti sürdürebilmek için ivme kazanarak bu gelişimler devam ettirmemiz gerekiyor. Teknolojinin önemli kısımlarını yurt dışından ithal eder durumdayız. Bu teknolojileri üretmemiz gerekiyor. Eğer bunları üretemezsek Endüstri 4.0 ile birlikte diğer ülkeler ile aramızdaki ekonomik fark çok daha hızlı açılacaktır. Bir taraftan ithal edip bu süreçlere hızlıca adapte olurken, diğer taraftan ciddi Ar-Ge çalışmaları yapmamız gerekiyor. Bahsettiğimiz geleceğin meslekleri için üniversitelerimizde eğitim planları hazırlanmalı. Mevcut meslek gruplarında alt branşlara bölünme ve uzmanlaşma çalışmalarına başlanmalı.