Aylık Elektrik Elektronik Makina Bilgisayar Dergisi, Otomasyon Genel Yayın Danışmanı Dr. Halefşan Sümen, bilişim sektöründe Türkiye'nin Dünya'da yükselen değeri IAS Yazılım Genel Müdürü Hakan Karabiber ile IAS'nin başarısı, ERP çözümleri ve Türkiye'nin yazılım alanında dünyadaki konumu üzerine konuştu.
Dr. Halefşan Sümen: Yazılım Türkiye'nin zenginleşmesi ve gelişmesi için çok önemli bir fırsat. Siz de bu fırsatı değerlendiren başarılı bir Türk bilişimcisiniz. Bugünlere nasıl geldiniz?
Hakan Karabiber: Almanya'da Karlsruhe Teknik Üniversitesi, Endüstri Mühendisliği bölümünde okudum. Okulu bitirdikten sonra SAP firmasında çalışmaya başladım. Sonra da kendi şirketimi kurdum. Öğrenciliğim zamanında Endüstri Mühendisliğinin iki bölümü vardı. Birincisi bilgisayar ağırlıklı, diğeri ise makine ağırlıklı idi. Ben makine ağırlıklı başladım, sonra ikisini de bitirdim. Benim hayatımın en önemli dönüm noktası SAP firmasında çalışmaktır. Orada edindiğim deneyimlerin bana çok büyük katkısı olmuştur. işe başladığım zaman yaklaşık 375 kişi çalışıyordu, ayrıldığım zaman ise 3500 çalışanı vardı. O yıllarda çok büyük miktarda satış yaptık ve o satışları karşılayacak yeterli sayıda danışmanları yoktu. Dışarıdan danışman olarak çalışmaya başladım. Bu benim için en büyük şanslardan bir tanesi oldu. Üç sene kendi ekibimi kurarak yurt dışındaki büyük firmalara SAP danışmanlığı yaptık. Oradan kazandığım parayla kendi işimi geliştirdim.
Bundan sonra 1994 yılında Türkiye'de kendi şirketimi kurdum. 18 kişilik bir ekiple işe başladık. O yıllarda ben Almanya'da kalıyordum. Türkiye'de o zaman ERP pek bilinmiyordu. 16 senelik bir şirket geçmişimiz var. Teknolojik ve fonksiyonel altyapısıyla her platformda, herkese karşı kendini gösterebilecek, dünya standartlarında bir yazılımın sahibiyiz. Bunu Türkiye'de bilen yok. Üç ay önce Almanya'da büyük bir danışmanlık GPS-(Gesellschaft zur Prüfung von Software aus ULM) şirketinin yaptığı bir araştırma var. Dünyada yaygın olarak kullanılan ERP yazılımları arasında esneklik, fonksiyonalite ve kullanılabilirlik ve genel klasmanda yapılan araştırma sonucunda biz dünyada esneklikte birinci ve genel klasmanda altıncı seçildik, fonksiyonellik açısından da altıncı seçildik. Birinci ile aramızda 100 puan üzerinden bir puan fark vardı.
H. S.: Gartner programlarının içinde yer alıyor musunuz?
H. K.: Belki önümüzdeki sene olabilir. Gartner programlarının içine girebilmemiz için 250 kişilik personelinizin olması gerekiyor. Şu anki personel sayımız 140 civarında, önümüzdeki sene istediğimiz noktaya, 250 kişilik bir ekibe ulaşacağız.
H. S.: Sizin kategorinizde sizin kadar başarılı bir yazılım yok. Türkiye'de bir çok yazılım var ama fonksiyonalite olarak, dışarıdaki benchmarket'lerden başarıyla çıkan ve referans olarak dikkati çeken bir konumdasınız.
H. K.: Bizim müşterilerimiz arasında büyük holdingler var. Avusturya'nın en büyük holdinglerinden bir tanesi bizim yazılımımızı kullanıyor. Küçük ölçekli firmalardan da kullanıcılar var. Müşterilerimizin ortalamasına baktığımız zaman; 50 ile 100 arasındaki kullanıcılı sayılı firmalar. Kullanıcıya sunduğumuz fonksiyonlar ve teknoloji açısından çok ucuz kalıyoruz, implementasyon süresi de kısa. Özellikle yurt dışında şansımız daha da yüksek. Buradaki büyük şirketlerdeki seçimi genellikle piyasa yönlendiriyor.
H. S.: ERP yazılımları pek üretimi desteklemez.
H. K.: Evet genelde kapasite planlama, simülasyon ve çizelgeleme işleri üçüncü parti yazılımlar ile yapılıyor. Genel olarak ERP sistemlerindeki ham üretim bilgisi bu yazılımlara gönderilip gerekli simülasyon ya da çizelgeleme yapıldıktan sonra tekrar ERP sistemi veri ile besleniyor. Bu kapsamdaki ekstra sistemlerin ortalama maliyetleri 150 bin dolarlardan başlar. Bu yazılımların fonksiyonel açıdan kullanana çok büyük faydaları var. Ama gerek işin karmaşıklığı gerekse bu tür üçüncü parti yazılımların yüksek maliyeti yaygın olarak edinilmesine ve kullanılmasına engel. caniasERP da ise durum farklı. caniasERP yazılımı içerisinde, standart ERP'lerde olmayan bir çok fonksiyon var. İleri Çizelgeleme, Kurumsal Karneler, Doküman Yönetimi, CRM gibi, bunlar sistemin klasik modülleri ile tam bir uyum içinde çalışan yenilikçi modüller. Outlook'a bile ihtiyacınız yok, biz de Outlook'un yerini Collaborator alıyor. Sistem tüm bu özellikleriyle bir kurumsal yapının ihtiyaç duyduğu çözümleri entegre bir yapıda sunuyor. Tanımlayacağınız kurallarla müşteriden gelen maili direk CRM'e de aktarabilirsiniz. Bir ekibin göndereceği email'leri dokuman yönetimi modülü içine de gönderebilirsiniz.
H. S.: Artık kurumsal kaynak planlamasından çıkmış, iş yönetimi ile ilgili ne gerekiyorsa hepsini yapabilir bir düzeye erişmiş.
H. K.: Biz zaten ERP'den bahsetmiyoruz, "Genişletilmiş ERP" yada TIM "Total Integrated Management" adını verdik. Üretim yapan bir şirketin tüm fonksiyonları; kalite kontrolünden tutun da, kurumsal karnelere kadar, personel yönetimi, seçimi, insan kaynakları, bütün her şey sistemin içerisinde. Biz bunların hepsini gerçekleştirdik. Fonksiyonel altyapısı çok iyi durumda olan bir yazılımdan bahsediyoruz. Biz bunu çok küçük bir ekiple gerçekleştiriyoruz. Ekibimizde çok iyi yetişmiş insanlar var. Bu açıdan çok şanslıyım.
H. S.: Bir Türk firmasının yurt dışında bu kadar başarılı olması çok sevindirici. Yurt içinde başarılı yazılım firmalarımız var ama yurt dışında sizin kadar başarılı olanı yok. Bu çok önemli bir gösterge, arka bahçeden çıkmışsınız, uluslararası sahalarda maç yapıyorsunuz. Bunun dikkate alınmasını diliyorum. Çeşitli etmenler, sosyolojik etmenler ya da bu konuyu yönetime know-how'ın olmaması nedeniyle karar verenler çok fazla hata yapıyorlar ve çok büyük paralar kaybediyorlar. Sizin örnek alınmanızı istiyorum. Türkiye'nin bu alanda kaynak israf etmesini engellemek çok önemli bir konu. Bundan sonra ne olacak, büyümeye devam edecek misiniz?
H. K.: Şu an sunduğumuz caniasERP 602 versiyonuyla yazılımımızı ve teknolojimizi çok stabil, en üst seviyede ve fonksiyonları çok zengin bir yazılım olarak görüyoruz. Bunun öncesinde büyüme planı yapsaydık, belki ciddi bir hata yapabilirdik çünkü elinizde çok da stabil olmayan bir yazılım varsa gelecek olan hataların kendi bünyemizde düzeltilmesi çok zaman alır. Çok kişiye ve çok şirkete yazılım satarsanız gelecek hatalar o kadar fazla olabilir ki bu sizi batırabilir. caniasERP ile öyle bir seviyeye ulaştık ki; çok modern, fonksiyonel açıdan çok zengin bir yazılım oldu. Biz bunu her platformda sunup, satabiliriz. O yüzden 602 ile beraber bir büyüme planı oluşturduk, piyasaları araştırdık. İspanya, İngiltere, Fransa, Ukrayna ve Çin önümüzdeki bir senenin planlarının içinde yer alıyor. Bütçemize de bağlı olarak bu ülkelerin içerisine Amerika'yı da koymayı hedefliyoruz. Bunun detaylarını çıkarıp ekstra personel alımına da başlayacağız. Tüm bu süreçlerde alt yapımızı daha da kuvvetlendirdik.
H. S.: Siz teknik bir kişi olduğunuz için size teknik yönünüzle ilgili bir soru soracağım. Türkiye'de hep fonksiyonaliteye bakarak karar veriliyor. Bu tür yazılım seçiminde biraz da mimari kısmına dikkat etmek gerekmez mi?
H. K.: Yazılım teknolojilerine baktığınız zaman, her yeni senede yeni bir teknoloji çıkar. Bizde üç katmanlı mimariden bahsediyoruz. "Client, server ve database"i birbirinden ayırt edebiliyorsunuz. Biz bunu 2-3 sene önce başardık. Biz bunun geliştirmesine yedi sene önce başladık. Şu anda bile internet üzerinden hiçbir ek şeye ihtiyacımız olmadan kullanabileceğimiz yegane ERP yazılımı. Java konusunda da Türkiye'de en fazla bilgi bizdedir.
H. S.:ERP pazarını nasıl görüyorsunuz?
H. K.: ERP pazarı genelde fonksiyonel açıdan en son raddesine ulaşmış, bir çok rakibi olan piyasalardan biri. Bundan sonra yeni ERP'lerin oluşacağına ben inanmıyorum, çünkü fiyatlar anormal bir şekilde düştü. Bu fiyatların düşmesi ile beraber bunun arkasında kalan artı değer danışmanlık hizmeti. Türkiye'de orta ölçekli şirketlerin çoğu ERP'yi ERP olarak kullanmıyor. Mutlaka kullanacaktır, kullanmak zorundadır, çünkü eski kar marjları artık kalmadı. 2005 yılında Çin pazarının açılmasıyla şirketler bunu hissetti, bir çok kriz yaşadık. Bu krizlerden orta ölçekli şirketlerin doğru, düzgün çıkabilmesi için ERP ile yönetiliyor olması gerekir. Bilinçli kadroların yönetime geçmeleri ile bu işler daha da değişecek. Şu anki seviyeye baktığımızda; gittiğiniz bir firmada demo yapıyorsunuz, demo sonucunda sunduğunuz teklife göre karar veriliyor. Yurt dışında hiçbir zaman öyle bir proje yapma şansınız yok. Yurt dışında firmalar minumum 60 sayfalık dosyayı bize gönderiyor. Onu doldurmak zorundasınız. Arkasından, parasını ödeyerek sizinle beş gün workshop çalışması yapıyorlar. Türkiye'de ise genellikle demo sonucunda karar veriliyor.
H. S.: Standart demo ile şirketlerin karşısına çıkmak doğru bir şey mi?
H. K.: Demo dediğimiz standart bir demo değil. İlk tanışma toplantısı sonucunda onların sistemini inceliyorsunuz. Onun ardından bir demo hazırlıyorsunuz. Şirketler kendi bünyesindeki yapıyı da yazılımın içerisinde görmek istiyor ama kağıda dökülmüş istek listesi, fonksiyon listesi yok. Bizim hedeflerimizden bir tanesi önümüzdeki bir yıl içerisinde böyle bir listeyi kitapçık olarak hazırlamaktır.
H. S.: Yurt dışında parasını ödeyerek workshop yapma konusunu biraz açar mısınız?
H. K.: Oradaki proje maliyetleri daha yüksek. Bunun tek nedeni de oradaki insan gücünün çok daha pahalı olması. Büyük projelerde proje maliyeti çok daha yükselebiliyor, şirketler bunu yatırım olarak görüyor. Bu yatırıma karar vermeden önce emin olmak istiyor.
H. S.: En azından, gerekçeli seçim, karşılaştırma yapmak istiyor.
H. K.: Ekran giriş kolaylıklarına kadar detay fonksiyonları inceleyip ondan sonra karar veriyor. Yurt dışında personel maliyetleri yüksek olduğu için bizim gibi ERP şirketlerinden talep ediyorlar.
H. S.: Yazılım konusunda Türkiye'yi nasıl görüyorsunuz?
H. K.: Bir, iki yıl önce bazı büyükler Hindistan'a benzeyeceğiz diyorlardı. Hindistan'a benzeme gibi bir lüksümüz yok, şansımız da kalmadı. Hindistan'da çok insan var. Bu sektörde düşük ücretlerle gece gündüz çalışan insanlar var. Onlar bu ücretlerle dünyanın fason işlerini üstlenebilirler. Bizim tek şansımız var. Biz marka üretip, yurt dışında satabiliriz. Kendi deneyimimizle ürettiğimiz şeyi yurt dışında pazarlarsak IT sektörü gelişebilir.
H. S.:Başarınızda bu yaklaşımın etkisi var gibi geliyor. Yazılımı yazılım gibi değil, bir ürün gibi görüp, onu markalaştırma çalışmalarınız olmuş. Ekibiniz çalışmalarını profesyonel biçimde yürütüyor. iş sadece yazılım fonksiyonalitesinde bitmiyor. Onu tamamlayacak diğer unsurları da yanına ekliyorsunuz. Size son bir sorum olacak. Neden caniasERP?
H. K.: En iyi ERP'de ondan. Türkiye açısından baktığımız zaman, şu anda bir insan kaynağı olarak ERP insan gücünü ve know-how'ını kendi bünyesinde barındıran yegane şirketiz. Teknoloji açısından her platformda en iyisiyiz, fonksiyonel açıdan, genişlik açısından baktığımız zaman en fazla satılan biziz. Bizim alternatifimiz yok.
Teşekkür ederiz.
Kaynak: Otomasyon - Aylık Elektrik Elektronik Makina Bilgisayar Dergisi - Ekim 2006