canias4.0 Teknolojileri çatısı altında ERP, IoT, cloud, big data başta olmak üzere firmaların Endüstri 4.0 yolculuklarında ihtiyaç duydukları teknolojileri tam entegre şekilde sunan IAS, canias4.0 IAO lansmanında müşterileri ve potansiyel müşterileriyle bir araya geldi. Bloomberght.com Masthead alanında ve Business HT sosyal medya hesaplarında sunucu Hande Berktan moderatörlüğünde canlı yayınlanan online lansmanda canias4.0’daki yenilikleri konuşuldu ve IAS’nin yeni ürünü Industrial Application Objects (IAO) tanıtıldı. Etkinliğin ilk bölümünde Berktan’ın konuğu IAS Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Hakan Karabiber oldu. Karabiber, IAS’nin son dönemdeki çalışmaları, yazılım ve donanım ürünleri, Endüstri 4.0 vizyonu ve yeni ürünleri Industrial Application Objects (IAO) hakkında konuştu. Programın devamındaysa IAS Genel Müdürü Metehan Altındil, canias4.0 ekosistemindeki tüm ögeleri birer nesne haline getiren IAO ile ilgili detayları izleyiciye aktardı. IAS’nin sektöre vizyon kazandıracak yeni yazılım geliştirme yaklaşımı DEVMODE’u IAS Genel Müdürü Bahtiyar Tan açıkladı. canias4.0 IoT çözümü ve proje metodolojisi ise IAS IoT Projeler Koordinatörü İbrahim Tataroğlu tarafından anlatıldı.
Etkinliğin en önemli gündem maddelerinden biri IAS’nin yeni ürünü Industrial Application Objects (IAO) idi. IAS Genel Müdürü Metehan Altındil, canlı yayında gerçekleştirdiği bir sunum ile ürün hakkında detaylı bilgi verdi. Öncelikle, sektörde önemli bir adım olarak değerlendirilen ürünün gerekliliğine vurgu yapan Altındil, “Yazılım çözümleri, piyasada tutunabilmek, rekabet gücünü arttırmak ve globalleşebilmek açısından işletmeler için zorunluluk haline geldi. Teknoloji gelişti ve bu süreç ve değişimler hızını arttırarak devam ediyor. Teknolojik gelişmelerin kapsamı her geçen gün artıyor ve yazılımlar kontrol edilmesi zor, dev sistemler haline geliyor. IAS olarak, 30 yılı aşkın tecrübemiz ile hem bu karmaşayı daha iyi yönetebilmek hem de teknoloji üreten mühendis kimliğimiz ile bu teknolojik gelişimlerde öncü olmak adına yeni bir ürün tasarladık: Industrial Application Objects (IAO).”
caniasERP içerisinde bulunan 77 modülü de birer obje haline getirildiğini anlatan Altındil, Satış Yönetimi (SAL) modülü üzerinden örnekleme yaparak yeni çalışmaları IAO’nun detaylarını aktardı. Altındil: “IAO ile kurumsal kaynak planlama çözümümüz caniasERP’deki tüm modülleri tek başına yaşayabilen birer nesne haline getirdik. (Modules as Service) İçerisindeki bütün bileşenler ile birlikte, bağımsız bir şekilde kendi ortamında yaşamını sürdürebilen birer obje haline geldi. Hem güncellemelerde hem test işlemlerinde hedefe yönelik ilerleyebileceğiniz bir objeye sahip olacaksınız. Hepsi ayrı yolda yürüyor ve aynı hedefe gidebiliyor. Tek başına yaşayabilen ve aynı zamanda ERP içerisinde tam entegre yeteneğine sahip, ortam bağımsız çalışabilen objeler tasarladık. Sadece kendi içerisindeki objelerle değil aslında gerektiğinde ihtiyaç olan tüm sistemlerle entegre olabilen güçlü bir entegrasyon yapısı barındırıyor. Ortam/platform bağımsız bir yapıdan bahsediyoruz: On premise, cloud, private, public ya da hibrit ortamlarda çalışabilen, platformdan bağımsız olarak işlevini sürdüren objeler. Bahsettiğimiz objeler içerisinde pek çok bileşene sahip. Bunları, database, user interface (UI), Selection Report, Functions, Test, Document, Transaction, BPM, IQ, Export, Import, Web Service, Integrity ve Rules/AI olarak sıralayabiliriz” dedi ve ekledi: “IAO ürünümüzü kısa ve orta vadede kendi platformumuzu üzerinde bir konteyner şeklinde piyasaya sunmayı planlıyoruz. Bunu bir taşıyıcı şeklinde düşünün. Kullanıcılar objeler üzerinde çalışırken biz arka tarafta en küçük bileşeninden, sunucu katmanına kadar tüm bileşenleri sunacağız.”
Son dönemlerin en popüler konseptlerinden biri olan yapay zekâ da etkinliğin gündemindeydi. Kendi domain konsepti üzerinden konuşarak yapay zeka konusuna ve IAS’nin bu alandaki projelerine değinen Altındil: “Domainler üzerinde birçok bilgiyi barındırıyor. Biz her bir domain için, yapay zekadaki nöral ağlar içerisinde tanımlayacağımız kurallar sayesinde, bir lisan oluşturmayı planlıyoruz. Nasıl ki nöronlar sinirlerde bir ileti görevindeyse, domainler de aslında burada oluşturacağımız yapay zeka üzerinde nöron görevini üstlenecek; aslında nöronun ta kendisi olacak. Yani ERP sistemleri konuşacak! Biz, özne, yüklem sıfat gibi terimler oluşturarak sistem içerisindeki işlemleri otomatik olarak birer cümle haline getireceğiz. Sistem de bir süreç geliştirmek, cümle kurmakla aynı şey olacak ve bütün bu işlemleri kendi yazılım dilimiz TROIA’yı kullanarak kendi veri tabanımızın object oriented kısmı ile çalışarak devam edeceğiz.”
canias4.0 IAO lansmanında IAS’nin yeni yazılım geliştirme yaklaşımını ise IAS Genel Müdürü Bahtiyar Tan anlattı. Yazılım çözümlerinin öneminden ve IAS’nin çalışmalarından söz eden Tan “Günümüzde firmalar iş süreçlerini daha çevik hale getirmeye çalışıyor. Bunun çözümü de genellikle bilişim çözümlerinde arıyor. Dolayısıyla doğru çözümlere sahip olmak önemli. Hangi sektörde çalışırsak çalışalım, kullandığımız yazılımların başarısı kadar, onların hangi teknolojiler kullanılarak geliştirildiği de önemli bir parametre. Kullanılan çözümlerin çevikliğini, bakım ve uyarlama maliyetleri de önemli faktörler. IAS, çeşitli araçları kullanarak uygulama geliştirmekle kalmayan aynı zamanda bu yazılım geliştirmek için kullanılan teknolojileri de geliştiren bir teknoloji şirketi. Vizyonumuz doğrultusunda yazılım geliştirme yaklaşımımızda önemli bir yenilik yaptık: DEVMODE.”
IAS’nin yeni yazılım geliştirme yaklaşımı DEVMODE ile sunduğu avantajları anlatan Tan, “canias4.0 hem native (bilgisayar üzerinde doğrudan çalışan) hem de web browser üzerinden erişilebilen bir sistem. Bu geliştirilen tüm uygulamaların ekstra efor sarf etmeden hem web browser üzerinden veya makina üzerinde kurulu bir uygulama tarafından çalıştırılabileceği anlamına geliyor. Yaptığımız bu çalışma ile geliştirme süreci yalnızca ide üzerinden değil, çalıştırma ortamı üzerinden yapıldığı için, tüm fonksiyonaliteyi web browser üzerinden de kullanmak mümkün hale geldi. Geliştirme ve bakım süreci web tarayıcısı olan herhangi bir cihaz üzerinden yapılabilir.”
“Çalışma anında geliştirme, geliştiricilerin iki ortam arasında geçiş yaparak kaybettiği zamanı ortamdan kaldırıyor. Geliştiricilerin ekranda gördüğü tüm bileşenlere yalnızca bir tık ile erişebilmesi, bu bileşenlere ilişkin değişiklikleri kolayca yapabilmeleri de geliştiricilerin yaşadığı zaman kaybını minimize ediyor. Bir yazılım geliştiricinin herhangi bir uygulama üzerinde üretken olabilmesi oldukça fazla zaman alan bir süreçtir. Bu da uyarlama veya bakım yapacak geliştiricilere ciddi zaman kaybettirir. DEVMODE ile geliştiriciler uygulamanın teknik bileşenlerini tıpkı bir kullanıcı gibi görüntüleyerek hızlıca arka planındaki bileşenlerine ve kodlarına erişebilirler. Böylece uygulama üzerinde çok fazla zaman harcamadan, ardağını bileşenleri kolayca bulabilir, yaptığı değişikliklerin sonucunu hızla görebilir. Bu sayede geliştiriciler, üzerinde çalıştıkları uygulamayı öğrenme sürecini hızlandırarak, üretken olma sürelerini kısaltırlar”
“Kaliteli ve verimli bir yazılım geliştirme sürecinde mevcut bileşenlerin tekrar tekrar kullanılması, kaliteli yazılım geliştirme sürecinin olmazsa olmazıdır. Aksi halde bakım ve geliştirme maliyetleri ciddi oranda artar. DEVMODE yapısıyla birlikte sistemin altyapısında birçok bileşen hazır olarak sunulur. Bunlar, herhangi bir alanın tüm teknik bilgilerini taşıyan domainlerden, bunları demet halde içeren data gruplara ve onların arayüzlerine kadar geçerli. Böylece geliştiriciler, standart yapıları kullanarak hızlı geliştirme yapabilecekleri gibi olası maliyet ve hata risklerinden de kurtulurlar. Sistemde ön tanımlı yapıların yetersizliği durumunda geliştiriciler tekrar kullanılabilecek yapıların geliştirilmesi için teşvik edilir.”
Son yıllarda işletmelerin verimliliklerini arttırmak için en çok ihtiyaç duydukları çözümlerden biri olan IoT konusunda IAS’nin sunduğu çözümler de etkinliğin gündemindeydi. IAS IoT Projeler Koordinatörü İbrahim Tataroğlu, canias4.0 IoT Çözümü ve Proje Metodolojisini anlattı. IoT çözümlerinin firmalar için hayati önem taşıdığını vurgulayan Tataroğlu, “İmalat, dünya çapındaki çoğu ekonomide önemli bir sektör oluşturuyor. Sanayileşme ve otomasyon, son yüzyılda üretim süreçlerinde büyük ilerlemeler sağladı. Bu ortamda, bir şirketin uzun vadeli rekabet gücü, değişim ve çeşitli gereksinimlere daha hızlı uyum sağlama çevikliğine bağlı hale geldi. Ancak birçok şirket, kısa vadede üretim ve destek süreçlerine yönelik performans hedeflerine ulaşmakta zorlanıyor. Endüstri 4.0 yolunda dijital dönüşüm, hem çevikliği hem de operasyonel performansı art arda geliştirmeyi sağlayan en önemli etkenlerden bir tanesi olarak öne çıkıyor. Birçok şirket bu konuda faaliyetlerine başlamış olsa da, projeler genellikle pilot durumun ötesine geçemiyor! Belirlenen potansiyeller, özellikle arayüzlerde ve ölçeklendirme yoluyla, nadiren getirilere dönüştürülürken, başarısızlık büyük ölçüde faaliyetlerin yetersiz eşleşmesine ve gerekli kültürel ve örgütsel değişimin ihmal edilmesine bağlanabilir” dedi ve canias4.0 ile sundukları IoT çözümlerini ve projelerin en yüksek verimle tamamlanabilmesi için izledikleri proje metodolojisini izleyici ile paylaştı.
Tataroğlu, “canias4.0 IoT çözümümüz ile müşterilerimizin bu sürece ayak uydurmasını ve kendi sektörlerinde dijital dönüşüme liderlik eden firmalar olmalarını sağlıyoruz. Müşterilerimizin üretim süreçlerini kendi geliştirdiğimiz canias4.0 endüstriyel olgunluk değerlendirme aracı ile analiz ediyor, projelendirme ve implementasyon süreci boyunca sürekli olarak güncelliyoruz. Müşterilerimizin üretim yönetim süreçlerindeki en temel ihtiyaçlardan başlayarak ileri analitik yöntemleriyle kestirimci bakım, kestirimci üretim ve işletmenin dijital ikizinin oluşturulmasına varana kadar uçtan uca ve senkronize bir yapı sunuyoruz. Tamamen canias4.0 teknolojisiyle geliştirmiş olduğumuz IoT Box IO, IoT Touch IO ve IoT Touch 10 cihazlarımız ile işletmelerde üretim yönetimini kontrol altına alıyoruz. canias4.0 IoT çözümü ile birlikte herhangi bir üçüncü parti entegrasyona ihtiyaç duymadan müşterilerimizin tüm süreçlerini uçtan uca ve kapsamlı bir şekilde dönüştürüyoruz. canias4.0 IoT çözümü, kapasite, kalite, bakım, üretkenlik, sürdürülebilirlik ve kârı artırmak için kullanılan güçlü bir yazılım sistemi ve donanım araçları sunuyor. Müşterilerimiz, operasyonel mükemmelliğe ulaşıp ve tesis üretkenliğini iyileştirebiliyor, tesis kaynaklarını takip edip senkronize edebiliyor ve üretimlerinde neler olduğu hakkında gerçek zamanlı bilgilerle iş sistemlerini ve insan kaynaklarını güçlendirebiliyorlar.”
“canias4.0 tüm süreci müşteri projeleri üzerinde takip ediyoruz ve yeni ortaya çıkan ihtiyaçlara göre Agile döngüler aracılığıyla çevik bir proje yönetimi sağlıyoruz. Müşterilerimizin dijital dönüşüm süreçlerini dört aşamada takip ediyoruz. Proje kapsam dokümanımızda tüm aktivite planımızı ve proje adımlarını tanımlıyor ve müşterilerimizle mutabık kalıyoruz. İş kırılım yapısına bağlı olarak da öncelikle Analiz sürecini, Makine, operatör ve iş analizi adımlarıyla takip ediyoruz. Oluşan analiz dokümanına göre iş planında bir değişiklik planlanıyorsa tüm projeyi bütünlüklü olarak ele alıyor ve ihtiyaç halinde revize ediyoruz. İkinci aşamada otomasyon ve sinyal altyapısının kurulması sürecini mühendislik tasarımından, otomasyon ve sinyal altyapısının kurulmasına kadar geniş bir alanda hizmet sağlıyoruz. Makine veya iş merkezi bazlı sinyal altyapısı tamamlandıktan sonra ERP Senkronizasyonu ve modüllerle bütünleştirme işlemlerini gerçekleştiriyoruz. Son olarak tüm implementasyon süresi boyunca test ve eğitimler yaparak iş merkezleri temel alınarak ilerliyor ve projemizi teslim ediyoruz.”
Etkinlikte, son dönemde dijital dönüşüm gündeminde öne çıkan konular arasında yer alan dijital ikiz, kestirimci bakım ve kestirimci üretim konuları da konuşuldu. Tataroğlu, bu kavramları açıklarken aynı zamanda bu alanda öngördükleri çalışmaları da aktardı: “Bilgisayar destekli tasarımın (CAD) dijitalleştirme yeteneklerini geliştiren dijital ikiz, paralel olarak çalışacak ve gerçek dünyadaki fiziksel üretim sistemleriyle etkileşime girecek şekilde geliştirildi. Endüstride dijital gölge ve dijital ikiz kavramları çoğunlukla karıştırılıyor. İlk olarak her ikisi de dijital temsilleri yeniden oluşturmak için fiziksel nesnelerin verilerini kullanır. Genel olarak, dijital gölgeler, yerleşik nesneleri yakalamak için taranan lazer verilerine dayanır. Daha da önemlisi, veri akışı tek yönlü bir süreçtir. Veriler fiziksel varlıktan dijital gölgeye akar, ancak bunun tersi olmaz. Dijital gölgeler, belirli dönemlerde bir ikizden geçen çok sayıda bilgiyi yakalayıp basitleştirebildikleri için dijital ikizlerden de oluşturulabilir. Dijital modeller ise endüstriyel tasarım ve fikir geliştirme için idealdir. Dijital gölgeler üretimin izlenmesinde faydalıdır, dijital ikiz ise gerçek zamanlı üretim süreçlerinin değerlendirilmesini destekler. Üçünü de sağlama yeteneklerine sahip bir platform kullanmak, üreticilere veri odaklı analiz için güçlü bir dijital dönüşüm aracı sağlar. İlerleyen dönemde bu konuda da çalışmalarımızı başlatacağız.”