Forumun moderatörlüğünü yapan ERP Komitesi Koordinatörü Göker SARP, Türkiye’nin ERP kullanımına ve Endüstri 4.0’a bakışına değindi: “ERP artık günümüzde kurumların olmazsa olmazıdır. Fakat araştırmalar gösteriyor ki, Türkiye’deki ERP kullanımı yaklaşık %20 seviyelerinde. Sanayide dijitalleşme oranı ise %50’ye yakın. ERP kullanmayan kurumların %75’i ise ERP'nin gerekli olduğuna inanmıyor ya da pahalı buluyor. İkinci dikkat çekici konu, Endüstri 4.0 ile ilgili panellere katılan kişilerin, Endüstri 4.0 ‘ın ne olduğunun farkına varamayıp, atacakları adım konusunda bir fikir sahibi olamamaları. Dolayısıyla bu panelde hem Endüstri 4.0’ın ne olduğunu anlamanızı hem de bir yol haritası belirlemenizi istiyoruz.”dedi.
Sarp konuşması sonrasında forum konuşmacılarını sahneye davet etti. IAS CTO’su Hakan ÖZKARA, Ege Üniversitesi İşletme Bölümü Yönetim Bilişim Sistemleri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Haluk SOYUER, Bilgi-Bahçeşehir Öğretim Görevlisi ve Popular Science Türkiye yazarı Kozan DEMİRCAN ve Ar-Can Makine Genel Müdürü Cem İNAM foruma konuşmacı olarak katılım sağladı.
İlk konuşmacı olarak söz alan Kozan Demircan konuşmasında, Endüstri 4.0 kavramını tarif edip, Endüstri 4.0’ın dünya ve Türkiye’ye olan etkilerine değindi. Demircan:“Endüstri 4.0 konusunda kesin bir fikri olan insanların sayısı çok az. Endüstri 4.0’ın Alman icadı olduğunu söyleyebiliriz. Almanya’nın bir problemi var, üretim maliyetleri otomasyon düzeyine göre yüksek. Endüstri 4.0 ile tümüyle karanlık olan dijital fabrikalar geliştirmek istiyorlar. Yani yapay zeka destekli yazılım otomasyonu ve robotlaşma yoluyla üretim maliyetlerini azaltmak istiyorlar. Aynı zamanda rekabet gücünü artırmak, sistem entegrasyonunu sağlamak ve dolayısıyla da insan iş gücünü azaltmayı hedefliyorlar. Bunun için Endüstri 4.0 kavramını ortaya atmış durumdalar.” Şuanda Almanya dahil dünyanın hiçbir yerinde tamamıyla Endüstri 4.0 teknolojisiyle çalışan fabrikalar olmadığını belirten Demircan, bu süreçte insan faktörünün rolüne dikkat çekti: “Endüstri 4.0’ın dijital dönüşümden ayrı düşünülmemesi gerekir. İnsan unsuru çok önemli. Aksi takdirde istihdam sorunlarıyla karşılaşacağız. Burada önemli olan insanların makinelerle entegre ve verimli bir şekilde çalışmasını sağlamaktır.” dedi. Demircan, Türkiye’nin henüz Endüstri 2,5’da olduğunu, Türkiye’nin bu devrimde ortaya çıkacak rekabette geri kalmaması için; eğitim, entegrasyon ve istihdam tarafını doğru biçimde örgütlemesi gerektiğini vurguladı.
Endüstri 4.0 için devrim kavramının aslında yanlış bir ifade olduğunun altını çizen Haluk Soyuer: “Endüstri 4.0 bir devrim mi dönüşüm mü, bu tartışılıyor. Bana göre bu bir devrim değil. Buhar tribününün ya da elektriğin buluşu bir devrimdi ama Endüstri 4.0 bir devrim değil! Çünkü Endüstri 4.0 ile biz zaten hali hazırda kullandığımız bir çok teknolojiiyi yenilikçi bir iş modeliyle bir araya getiriyoruz. Biz aslında Endüstri 4.0’ın altyapısını oluşturan bir çok teknolojik olguyu, on yıllardır kullanıyoruz. Şuan yapılan, bu teknolojilerin farklı bir bakış açısıyla kullanılması ve insan emeğinin katma değeri düşük olan süreçlerden çıkarılmasıdır. Peki Endüstri 4.0 işsizlik yaratacak mı? Evet yaratacak ama yetkinlikleri düşük olan insanlar için yaratacak.“ dedi.
Soyuer' in konuşmasından sonra Ar-Can Makine Genel Müdürü Cem İnam’a söz veren Göker Sarp, Endüstri 4.0’ın Ar-Can Makine için ne ifade ettiğini ve kullandıkları ERP sistemi olan canias ERP ’nin Endüstri 4.0’a nasıl bir katkı sağladığını sordu.
İnam, “Öncelikle ben de Endüstri 4.0’ın bir devrim olduğunu düşünmüyorum. Çünkü hiç olmamış birşey bulunmadı, mevcut donanımlar birbirleriyle konuşabilir hale getirildi. Ancak dünyada henüz bunu yakalamış bir firma yok. Nedeni ortak konuşulacak bir dilin olmayışı. Örneğin bütün dünya ingilizce ile iletişim kurabiliyor. Ortada ingilizce olmasaydı, bir dil yaratlacaktı. Makinelerinde birbirleriyle konuşabilecekleri bir dil yaratmaları gerekir. Bunu Endüstri 4.0’I gündeme getiren Almanlar mı yoksa Amerikalılar mı yaratacak konusunda da ayrıca bir savaş sürüyor. Dolayısıyla makinaların birbirleriyle ortak konuşacakları bir protokol yok. Makinelerin haberlerşmesinin ardından sanayide verimlilik ortaya çıkacak. İnsanın algılayarak çözüm ürettiği bir soruna makinalar kendi kendine çözüm üretebilir hale gelecek. Bu evreye gelebilmeleri için öncelikle konuşabilmeleri gerekiyor. Bizim açımızdan Endüstri 40 budur.” dedi.
canias ERP ile yönettikleri iş süreçlerini değerlenen İnam: 2002 yılında üretim planlamada MRP1 tabanlı bir yazılım kullanmaya başladık, 2016’ya kadar onu kullandık.2007’de canias ERP yazılımına geçiş yaptık. Biz siparişe yönelik üretim yapan bir şirketiz. Dolayısyla ürün ağacı yönetimi, üretim yönetimi, farklı malzemelerin yönetimi oldukça zordu. 1999’dan bu yana katı model programı kullanıyoruz. Bizim için olmazsa olmazlar oradaki ürün ağaçlarını canias ERP sistemine aktarmak ve oradaki ürün ağaçları üzerinden MRP ve ileri çizelgeleme çalıştırmaktı. Bunu da başından beri yapabiliyoruz. İlk odaklandığımız nokta canias ERP ’de üretim planlamaydı. Bir iki sene içinde o bölümü rayına oturttuk. Sonrasında işin içine fiili maaliyet de girdi. Filli maaliyet tarafında da çok başarılı olduk. Bir süre sonra kalite yönetim sistemimizi de bunun içine gömdük. Günlük yapılan her işin veri tabanında izi olduğundan, tüm bu çalışmalardan sonra süreç performansını ölçebildik. Balanced Scorecard denilen modülü 2010’dan bu yana kullanıyoruz ve bu modül ile tek bir tuşa basarak performans ölçümünü gerçekleştiriyoruz.” diyerek canias ERP yazılımına olan memnuniyetini dile getirdi.
ERP’nin Endüstri 4.0 içerisindeki yerine değinerek konuşmasına başlayan IAS CTO’su Hakan Özkara, Endüstri 4.0’da bahsedilen teknolojilerin aslında ERP yazılımlarıyla birlikte değerlendiriyor olmak gerektiğini söyledi. Endüstri 4.0 nedir sorusuna cevaben, “Benim tarifime göre Endüstri 4.0 aslında üç temel dönüşümün gerçekleştiği bir yönetim modelidir. Bunlardan biri dijitalleşme ve entegrasyon, ikincisi var olan ürün ve hizmet sunumlarında dijitalleşme, üçüncüsü ise yeni dijital iş modellerinin ortaya çıkıyor olmasıdır. Bu değişimlerin gerçekleşebilmesi için, büyük verinin analiz edilebilmesi kabiliyeti var. Eğer bu kabiliyete sahip değilseniz bu dönüşümü gerçekleştiremiyorsunuzdur. Onun dışındaysa hepimizin Endüstri 4.0 diye konuştuğu, 3 boyutlu yazıcılar, robotik sistemler gibi yenilikler var. Ama tabi bunlar işin magazinsel boyutu. Esas olan bu dönüşümleri nasıl gerçekleştireceğimiz yani iş süreçlerimizi nasıl dijitalize edeceğimiz. Ya da nasıl yeni dijital iş modelleri oluşturacağımız konusuna Endüstri 4.0 bakış açımızı kurgulamamız gerekiyor. “ ifadelerine yer verdi. Ünlü yönetim bilimci Michael Porter’ın işletme tanımı üzerinden ERP’nin bulunduğu yere dikkat çeken Özkara, ERP’nin Endüstri 4.0 ile olan ilişkisiyle ilgili de detaylı bilgilendirmelerde bulundu.
Forumun ikinci bölümünde konuşmacılar, Endüstri 4.0 ile birlikte hayatımıza girecek olan yeni iş modelleri ve Endüstri 4.0 değişiminin yaratacağı sonuçları ele aldılar. Ayrıca Türkiye’deki Endüstri 4.0 süreciyle ilgili görüşlerini aktardılar. Yoğun bir katılımla gerçekleşen forum, davetlilerin sorularıyla zenginleşti.
Forum, konuşmacılara verilen teşekkür plaketleri ve çekilen toplu fotoğraf çekimi ardından son buldu.
Forumu izlemek için tıklayabilirsiniz.