1993 yılından bu yana tam bir hizmet anlayışı felsefesini benimsemiş olan, kendisine ait tasarımları ile İngiltere, Amerika, Danimarka, İspanya, Fransa ve İtalya"ya ihracat yapan Aster Tekstil, tüm iş süreçlerini canias ERP yazılımı ile yürütüyor.
Ayda 500.000 parçaya kadar üretim yapabilme kapasitesine sahip Aster Tekstil, başarı ile devam eden caniasERP Projesindeki deneyimlerini, Satış ve Pazarlama Müdürü Ali Koçali ve Proje Yöneticisi Çiğdem Dönmez bizlerle paylaşıyor.
Ali Koçali: ERP"den önce kullandığımız çeşitli yazılımlar ve sistemler vardı. Ancak sorgulamak istediğimiz detaylar, almak istediğimiz raporlar fazlalaşıp, karmaşıklaşınca, bunların mevcut sistemde yapılabilirliğini analiz ettik ve ihtiyaçlarımızı karşılamadığını gördük. Çevremizin ve yönetim danışmanlarımızın da fikirlerini alarak ERP"ye geçme kararı aldık. "Neden ERP" dediğimizde de, gittikçe zorlaşan rekabet şartlarında iş yapmak, eski karlılıkları elde etmek artık söz konusu değil, sistemi iyi yönetebilmek için iyi ölçebilmek, bunun için de daha detaylı raporlama yapabiliyor olmak gerekiyor.
Artık kimse ürettiği veya sattığı ürünün fiyatını belirleyemiyor. Müşterinin bir satış fiyatı var, perakendede ürünü satacağı fiyatı belirliyor, üreticiye de "şu fiyata yapacaksın" diyor. "Bu fiyata istenilen ürünü nasıl çıkarabilirim?" diye düşündüğünüzde maliyetlerinize, fire oranlarına, daha önce gerçekleşmiş verilere bakıyorsunuz.
Bu yapıdan yola çıkarak Aster Tekstil"i, raporlamaları kolayca yapabileceğimiz, detayları hemen görebileceğimiz bir noktaya getirmemiz gerekiyordu. Böylece ERP yazılımı arayışına başladık.
Ali Koçali: Yazılım arayışına başladığımızda, görüştüğümüz uluslararası yazılım firmalarının arasında IAS de vardı. İncelediğimiz yazılımların birinde ihtiyaçlarımıza yönelik çözümleri bulamadık, diğeri ise tekstil sektörünün uzmanlık alanını olmadığını söyledi. Bu seçenekleri elediğimizde, iki seçenek üzerinde değerlendirmelerimize başladık. Almanya menşei olan bir başka yazılım ve IAS"den demolar aldık. Yazılımları kullanan firmalarda referans ziyaretleri ve incelemeler yaptık. Değerlendirme kriterlerimizi oluşturduk ve detayları karşılaştırdık. Marka bilinirliği, marka değeri, programın ne kadar kompakt olduğu, maliyeti, kullanım kolaylığı v.b. konularda değerlendirmeler yaptık.
Seçeceğimiz yazılımda anahtar kullanıcılarımızın en fazla üzerinde durduğu konu, kullanım kolaylığı ve veriye istediği zaman ulaşılabilmesiydi. caniasERP diğer yazılımlara göre daha kompakt ve kullanımı kolay ekranları olan bir yazılımdı.
Bizim için sadece yazılımın kompaktlığı değil aynı zamanda firmanın da kompakt olması önemli. Çünkü biz kendimizi rakiplerimiz ile kıyasladığımız zaman, başarımızın daha kompakt ve daha esnek olmamızdan kaynaklandığını biliyoruz. Benzer çalışma ve başarılarından dolayı IAS için de aynı şey geçerlidir diye düşünerek tercihimizi caniasERP'den yana kullandık.
Ali Koçali: Biz olaya sadece yönetim noktasından bakmadık. Anahtar kullanıcılarımızın onaylamadığı bir ERP yazılımının sürecini yönetmekte sıkıntı yaşayacağımızı bildiğimiz için, en başından sürece, onları da dahil ettik. caniasERP'nin esnek ve geliştirmeye açık oluşu, yani yazılım geliştirme dili TROIA sayesinde kendi bünyemizde de rahatlıkla geliştirebiliyor olmamız gibi çok önemli artıları vardı.
Yazılım projesini daha etkin yönetebilmek adına, seçim aşamasından karara kadar tüm kullanıcıları da bu sürece dahil ettik. Onların düşüncelerini ve değerlendirmelerini aldık. Sonuçta da caniasERP ile devam etme kararı aldık. Sonrasında da işin uygulama süreci başladı.
Ali Koçali: Yönetim olarak, "ERP"ye neden ihtiyaç duyduk? Neden aldık" sorularını aklımızdan çıkartmadık ve çıkarttırmadık. Anahtar kullanıcılar kadar son kullanıcıların da projeye ve sürece dahil edilmesi gerekiyordu. Öncelikle tüm ekibimizin katılımı ile ERP"nin ne olduğu, IAS"nin kim olduğu caniasERP'nin yetkinliği gibi konularda toplantılar yaptık.
Eski sisteme alışkanlıkları sebebi ile çalışanların yeni sisteme geçişte zorlanmamaları için, ERP"ye neden ihtiyaç duyduğumuzu, bize neler sağlayacağını, proje sürecinde nasıl ilerleyeceğimizi ve bunun için ne gibi özverilerde bulunmamız gerektiğini bir dizi toplantı ile tüm çalışanlarımıza anlattık. Yönetimden biri olarak ben projeye mümkün olduğunca dahil olmaya çalıştım, Genel Müdürümüz İsmail Koçali de sürekli raporlarla takip etti. Projenin hep arkasında durduk.
Ali Koçali: Özellikle böylesine zor bir dönemde, böylesine büyük bir yatırımın neden yapılması gerektiğini anlattık. Sonrasında da herkes projeyi takip eder oldu. Bu konuda arkadaşlarımız da çok özverili davrandılar. Projeyi çok önemsediğimiz için Proje Yöneticimiz Çiğdem Hanım ile sürekli fikir alışverişi yaptık. Çiğdem Hanım'ın projeyi son derece iyi yönettiğini düşünüyoruz. Projeye dahil olan bütün arkadaşlarımıza derdimizi ve amacımızın ne olduğunu doğru anlatabildiğimiz için de ekstra bir direnç oluşmadı. Hedeflerimizden hiç uzaklaşmadık. Diğer taraftan da her kullanıcının projeye bakış şeklinin farklı bir motivasyon içerdiğinin farkındaydık. Departman yöneticisi ile stokta veri giren personelin proje motivasyonu aynı olmayacaktı. Bu nedenle olabildiğince hızlı bir şekilde ve doğru yöneterek projeyi sonlandırmaya çalıştık. Böyle bir bıkkınlık başladığı zaman bunun bütün departmanlara da nüfus edeceğinin farkındaydık. Proje biraz ilerleyip kurulan modüllerden rapor almaya başladığımız zaman, bunu motivasyon aracı olarak kullandık. "Bu kadar emek verdik, şu raporları artık hızlı ve doğru bir şekilde alabiliyoruz." dedik. Bir toplantıda Planlama Yöneticimiz Zümrüt hanım aldığı raporlardan bahsederek "İşte şimdi caniasERP'nin meyvelerini toplamaya başladık" deyince bizim için de büyük bir motivasyon kaynağı oldu. 5 ay gibi bir sürede projenin yüzde 40"lık bölümünün bitmesine rağmen, neler elde etmeye başladığımızı görünce, bu bizim için de ciddi bir itici güç oldu. Tüm gelişmeleri çalışan arkadaşlarımızla paylaştık. Yaptıklarımızı ve ileride neler yapabileceğimizi anlamaya başladılar.
ERP projelerinde iş, yazılımını veya tedarikçi firmayı seçmekle bitmiyor. Örneklerini biz net olarak yaşadığımız için söyleyebilirim, projeyi de çok iyi yönetmeniz gerekiyor.
Projeyi yürütürken süreçlerimizi iyileştirdiğimiz birçok nokta da oldu. Daha önce farklı raporları karşılaştıramıyorduk. Ama şimdi ne yapıyoruz; Depodaki stok durumu ile, pazarlamadaki sipariş durumumu bir araya getirip özel raporlar elde edebiliyoruz.
Çiğdem Dönmez: ERP projemizin başlangıcı 17 Eylül 2008. Çalışmaya anahtar kullanıcılarımız ve danışmanlarımız ile birlikte sistem analizi yaparak başladık. Her departmandan, kendi alanında uzman, projeye yön verebilecek, akılcı, yol gösterebilecek arkadaşları anahtar kullanıcı olarak seçtik. Tek tek her kullanıcının adı ve hangi modül ya da modüller ile ilgileneceği belirlendi ve bir proje organizasyon şeması hazırlandı. Proje Planına göre ilk iki haftayı sistem analizi için ayırdık. Bu süreçte tüm gün süren çalışmalar ile danışmanlara kendimizi anlattık. Arkadaşlarımız çok detaylı bir şekilde kendi departman dosyalarını hazırlamışlardı. Zaten yazılım karar sürecinde de arkadaşların departmanları ile ilgili hazırladığı bilgiler ve beklentilerinin yer aldığı dosyalar kullanılmıştı. Danışmanlar ile bu bilgileri paylaşmak analiz sırasında işimizi oldukça kolaylaştırdı. Danışmanların sistemi tasarlayabilmek için hazırladıkları soruları cevaplandırdık. Her departmanda kullanılan form ve raporlardan örnek çıktılarımızı hazırlamıştık ve danışmanlara sunduk.
Çiğdem Dönmez: Aster'de caniasERP'den önce mevcutta kullandığımız farklı süreçlere yönelik yazılımlar vardı. Her işi farklı bir yazılımla çözmeye çalışmışız. Bir rapor istendiğinde farklı yerlerden, farklı raporlar oluşturuluyor, hem veriler birbirini tutmayabiliyor, hem de mükerrer veri girişleri oluyordu. Kullanılan yazılım çözümleri arasında bir entegrasyon yoktu.
Çiğdem Dönmez: Analiz sürecinde kullandığımız mevcut programların her birinin ekran görüntüleri, nasıl veri girdiğimiz, çıktı ve rapor örnekleri gibi pek çok yapıyı IAS danışmanlarına sunduk. Mevcut programda hoşumuza giden "caniasERP'de de böyle istiyoruz" dediklerimiz, bir de "bunları yapamıyoruz, bunları caniasERP'de yapmak istiyoruz" dediklerimizi çıkardık.
Analiz süresi sonunda yol haritamız çıktı ortaya. Ay ay, hafta hafta proje planımız belirlendi. Bunları belirli periyotlarla güncellemeyi amaçladık.
Çiğdem Dönmez: Analiz bittikten sonra 8 Ekim"de yazılımı kurduk. Malzeme tanımları gibi temel işlemlere başladık. 1 Mart 2009"da da yani 5 ay gibi kısa bir sürede, Satış ve Pazarlama Yönetimi, Ürün Ağaçları, Rotalar, MRP, Satınalma Yönetimi, Fatura Kontrol, Envanter Yönetimi, Üretim Yönetimi ve İş Emirleri modüllerinde canlı kullanıma geçtik. İlk olarak, siparişlerimizi sisteme girmek, ürün ağaçları ve rotalarımızı oluşturmak, MRP çalıştırıp malzeme ihtiyaçlarımızı hesaplamak gibi ana süreçleri canias ERP üzerinden yürütmeye başladık. Bu adımları, sistem üzerinden satın alma siparişlerinin açılması, satın alma siparişine bağlı stok girişlerinin yapılması, satın alma faturalarının işlenmesi, satış faturamızın ve ihracat beyannamelerinin açılması izledi.
5 ay içinde bu ana zinciri başlatmış olduk. Geçen süre içinde paralel kullanım yaptığımız noktalar da oldu. Ama gördük ki, %100 tek sisteme geçmedikçe, kullanımdan istediğimiz verimi alamayacağız. Kullanıcılar eski sistemde günlük işini yapabildiği için, caniasERP'ye veri girişini ek bir iş ya da boş zamanlarında yapacağı bir iş gibi görebiliyor, bu da sistemi sağlıklı test etmemizi engelliyordu. Sistem çalışıyordu ama pek çok noktada canlı kullanıma geçtikten sonra ilaveler yapmak durumunda kaldık. Amaçtan sapmadık, yılgınlık, motivasyon kaybı yaşamadık. Bazı işlemleri manuel yürüttüğümüz zamanlar oldu. Öngöremediğimiz ve canlı kulanım sırasında karşımıza çıkınca fark ettiğimiz sorunlar da yaşandı.
Projenin 5. ayından sonra da sıradaki modüllerin uyarlamasına başladık. Şu an geldiğimiz noktada ilk kullandığımız modüllere ilaveten İnsan Kaynakları Yönetimi, İthalat Yönetimi, İhracat Yönetimi, Kalite Kontrol, Doküman Yönetimi, Standart Ürün Maliyetlendirme modüllerini de kullanmaya başladık. 01.01.2010 itibari ile de Genel Muhasebe modülünde canlıya geçtik. Gene 2010 yılı itibari ile EDI modülünü kullanmaya başladık ve müşterilerimiz ile ortak EDI projeleri başlattık.
İlerleyen aşamalarda, Balanced Scored Card uygulamasını da caniasERP üzerinden yapacağız.
Çiğdem Dönmez: Projeye Ekim 2008"de başladığımızı düşünürseniz, 1 yıl sonunda, birkaç modül dışında, tüm sistemi kurmuş olduk. ERP proje ekibimiz ben dahil 3 kişiden oluşuyor. Anahtar kullanıcı sayımız 20. Bütün kod geliştirmelerini iki uzman arkadaşımız Volkan Şen ve Başar Yılmaz yürütüyorlar. Geliştirmelerin büyük kısmını ek danışmanlık desteği almadan kendi ekibimizle yaptık.
Adım adım eskiden kullandığımız yazılımları bıraktık. En önemlisi Excel"de hazırlanan bireysel raporları bırakmaktı. Kimse artık bireysel rapor hazırlamasın ve raporlar o kişinin bilgisayarında kalmasın istiyoruz.
Çiğdem Dönmez: Sipariş, satınalma, stok yönetimi gibi süreçler pek çok firmada benzer yapı gösterebilir. Ama tekstil sektörü pek çok değişkene ve standartlaştıramadığımız parametrelere sahip. Aynı alanda faaliyet gösteren iki tekstil firmasının iş yapma şekilleri bile birbirinden çok farklı olabiliyor. İlk aklıma gelen örnek MRP.
MRP'nin çalışma mantığı standarttır. Sipariş girilir, ürün ağacı ve rota tanımlanır, MRP çalıştırılır ve malzeme ihtiyacı hesaplanır. Çıkan malzeme ihtiyaçlarına göre de satın alma siparişleri oluşturulur. Bizde ise, ürün paketlenip sevk edilene kadar her aşamada ürüne malzeme ilavesi yapılabiliyor. Her ilavede ve değişiklikte MRP"yi tekrar çalıştırıp, yeni eklenen malzemelere göre sistemdeki her aşamada güncellemeler yapmak gerekiyor.
Tekstil sektörü olarak, dünya pazarında, özellikle de uzak doğu ile rekabette en büyük avantajımız termin. Müşteri siparişine dayalı üretim yapıyoruz ve çok kısa üretim süreleri istenebiliyor. Uzakdoğu'dan gönderilen ürünün yolda geçirdiği sürede, biz üretimi yapıp ürünü sevk edebiliyoruz. Dolayısı ile siparişi alıp telefonu kapattığınız anda startı vermek zorundasınız. O anda kumaş ya da aksesuar tedarikini yapmanız gerekiyor. Her şey o anki siparişle ilgili olduğu için önceden stoklu çalışma gibi bir şansınız olmuyor. Stok maliyetine katlansanız bile müşterinin hangi ürünü, ne zaman, ne renk isteyeceğini gibi detayları bilme ve kontrol etme şansınız yok.
Müşteri siparişi geçmiş ama etiket detayını henüz bildirmemiş olabilir, omzuna bir detay aksesuar koyup koymayacağına henüz karar vermemiş olabilir. Bu kararları beklemeden siparişi üretmeye başlamalısınız. O ürünün kumaşını tedarik edip, fasoncularını ayarlamalı, hangi tedarikçilerle çalışacağınızı belirlemelisiniz. İplik alıp, ördürüp, ham kumaş yapıp, boyatıp, boyalı kumaşı ürünün içinde kullanabilirsiniz. Bu süreci de sizin yönetmeniz gerekebilir. Renk belli değilken ipliğini ve ham kumaşını tedarik edeyim deme şansınız var. Bu süreçte, bırakın günleri ayları, saatler önemli bizim için. Bir siparişi ortalama 3-4 hafta içinde tamamlayıp yüklemeniz gerekiyor.
Kullandığımız sistemin de bu hıza ve esnekliğe uygun olması gerekiyordu. Bu nedenle bazı noktalarda ciddi değişiklikler yapmamız gerekti. Asorti girişleri, asortili sistemden sipariş oluşturulması gibi...
Tekstile özel raporlarımızı da kendimiz geliştirdik. Şu anda irsaliyelerimizi, faturalarımızı sistemden basıyoruz. Sipariş ve iş emri raporlarımızı, fason takip sistemimizi, üretim raporlarımızı canias ERP"den alabiliyoruz. Şimdi de "OLAP modülü ile birlikte grafiksel raporlarımızı caniasERP'den nasıl alırız, MIS"yi nasıl kullanırız?" çalışmalarına başlayacağız.
Çiğdem Dönmez: Ben işin kod kısmından ziyade kullanıcılarla birlikte oturup, ihtiyaçlarını, isteklerini ve değişiklikleri gözlemledim. Neyi neden istediklerini anladığınız zaman daha rahat ve bilinçli ilerleyebiliyorsunuz. Biz hiçbir zaman "Bir program verdiler, kullan dediler kullanıyoruz." zihniyetini yaşatmadık kullanıcılara. Her zaman işin içindeydiler. Sahiplendikleri zaman fikir üretiyorlar, daha iyi anlamaya çalışıyorlar. Sizi de kendilerinden biri gibi gördükleri için isteklerini ya da sıkıntılarını iletirken anlayışla hareket ediyorlar. ERP yazılımı seçilirken de herkese fikri sorulduğundan sonradan bir sıkıntı yaşamıyorsunuz.
Proje süresine gelince, proje süresi konusunda Aster Tekstil yönetimi gayet netti. "Öngörülen süre ve ayrılan bütçe ile bu proje bitecek" hedefi ile hareket ettik. Ancak ERP projelerinde beklenmedik sıkıntılar çok yaşanır ve öngörülen proje süresinden %50 sapma bile zaman zaman başarılı kabul edilebilir. Bizde % 10"luk bir sapma meydana gelince bile, hemen acil durum planları yaptık. Proje süresince, hem süre olarak, hem de danışmanlık desteği olarak proje planında 3 - 4 revizyon yaptık.
Yazılımda çoğu yerde geliştirme yaptık. Bazen de sistemin standardı dışında yaptığımız geliştirmelerde kalan açık noktaları, kullanıcıdan zamanında geribildirim alamadığımız için canlı kullanım sırasında tespit edebildik. Yoğun geliştirme ve değişiklikler de risk taşıyordu, biz almamız gereken yerlerde bu riski aldık. Gerçekten işi hızlandıracak ve etkinliği artıracak bir geliştirme isteniyorsa yaptık.
Yönetim ERP projesi konusunda çok profesyoneldi. Tüm karar sürecinde anahtar kullanıcıları karara dâhil ederek, hem ERP konusunda inançlı olduğunu, hem de alınacak yazılım konusunda dikte etmediğini, sadece yol gösterici olduğunu anlattı. Proje süresince de hiçbir zaman işe direk müdahale etmediler, işi uzmanlarına bırakacak mesafede durdular, yol gösterici, yönlendirici oldular. Onlara yaptığım sunumlarla ve raporlarla proje hakkında bilgi sahibi oldular. Gereksiz baskı uygulamadılar.
Çiğdem Dönmez: Benim ERP yazılımları konusunda en önemli kriterim "esneklik". caniasERP'de bunu bulduk. İkinci önemli özellik, bizim koda müdahale edebiliyor olmamız. Kendi geliştirmelerimizi kendimizin yapabiliyor olması. Bu çok önemli çünkü bağımlılığımızı azaltıyor. Bu noktalarda caniasERP benim kriterlerimi karşılıyor. Danışmanların tekstil sektöründeki tecrübeleri de önemliydi. Üretim prosesleri ve kullandıkları terminoloji ile bizi anlayabildiklerini gördük. Sektörel tecrübe önemli bir kriter. Genel anlamda ihtiyaçlarımıza uygun bir seçim yapılmış diye düşünüyorum.
Farklı bir yazılım ve firma seçilmiş olsaydı projemiz bu maliyet ve sürede gerçekleşmezdi.
Ali Koçali: ERP"den beklentilerini ve hedeflerini çok net belirlemeleri gerekiyor. Ne elde edileceği bilinmeden projeye başlanmaması lazım. "ERP"ye neden ihtiyacım var, mevcut kullandığım programdan farkı ne olacak, beklentilerimiz neler?" soruları çok net cevaplanmalı.
Şu anda bizde 60 kullanıcı var ve eş zamanlı olmasa da 100 kişiye yakın caniasERP kullanan çalışanımız var. Bu kullanıcıların hepsinin sistemle barışık olması gerekir. ERP, daha basit yazılımlara göre, beklentilerle paralel olarak haliyle daha karmaşık bir program. İnsanların aklına "eski programda yapıyorduk" sorusu muhakkak geliyor. Bu nedenle yazılım seçiminden başlayan bütün süreçlere ekibi dahil etmek gerekir. Aster olarak bizim doğru yaptığımız en önemli adımlardan biri bu. Herkesin taşın altında eli var ve o nedenle herkes sahipleniyor projeyi. İleride, "şu yazılım seçilmiş olsaydı daha iyi olurdu" denmesin diye bilinen tüm ERP firmaları ile görüştürdük arkadaşları. Bu yapılmadığı takdirde çok kolay atlatılabilecek sıkıntılar bile büyüyebilirdi.
Yazılım alındıktan sonra da, proje sürecinin kesinlikle kolay bir süreç olmadığının anlaşılması gerekli. Bunun için de sürekli olarak proje amacının ve beklentilerinin hatırlatılması gerekir.
Sonrasında iş, süreci doğru yönetmeye kalıyor. Proje sorumlusu çok önemli. Ona verdiğiniz yetki ve sorumluluklar çok önemli. Son kullanıcıları doğru motivasyonlarla ara ara motive ediyor olmanız lazım. Bir problem varsa Çiğdem Hanım ile birlikte o sıkıntıya bakıyorlar, kaynağını birlikte bulmaya çalışıyorlar. Sizi kendilerinden hissettikleri zaman daha kolay ilerleyebiliyorsunuz.
ERP projesi bir takım işi. Takımın gücü ve başarısı her bir bireyin gücü ve başarı ise orantılı.
İyi bir yönetimle ERP çok faydalı bir araç. Ben böyle bir projeyi gerçekleştirdiğimiz için son derece mutluyum. Bütün firmaların yatırımlarını durdurduğu bir dönemde başladık bu projeye. Ama bunu fırsat olarak değerlendirdik ve çok yoğun olmayacağımız için projeye daha iyi konsantre oluruz dedik. "Bütün zorluklara sıkıntılara rağmen işimizi yapmaya, projemizi de başarılı bir şekilde yürütmeye devam edeceğiz" dedik.
Bu kararlılığı göstermeseydik, şu anda aldığımız raporları hiç almamış, geçtiğimiz yollardan hiç geçmemiş olacaktık. Bu sebeple de projeye başlamakla çok iyi bir karar verdiğimizi düşünüyorum. ERP belli bir ölçeğe ulaşmış firmaların mutlaka sahip olması gereken bir çözüm. Doğru yönetilip kurgulandığı sürece, yapılmış olan yatırımın birkaç yıl içerisinde gerek maddi gerek manevi olarak geri döneceğine eminim. Manevi derken, işleyişinizin hızlanması, bıkkınlıkla toplanan verilerden elde edilen raporların şimdi birkaç saniye içinde kolaylıkla elde edilmesini kastediyorum.
Kalifiye personelimizin zamanı değerli, bu zamanın niteliksiz işlerle harcanmasını istemeyiz. Onun için belli bir ölçeğe geldiyseniz ERP şart diyorum. İhtiyaç değil, gerçekten bir şart. Doğru zamanlama da çok önemli. Bazı ihtiyaçların oluşması için kurum, kişi ve ekip olarak belirli bir olgunluğa ihtiyaç var. Ancak bu şekilde değişimi sindirip ilerleyebiliyorsunuz.
Çiğdem Dönmez: Hedefler detaylı ve net bir şekilde belirtilmezse hedefe ulaşma başarısını ölçme fırsatı da olmaz. Bu nedenle projeye başlamadan projeden beklentiler ve hedefler detaylı ve net bir şekilde tanımlanmalı ve proje sürecinde sık aralıklarla gözden geçirilmelidir.
Firma ihtiyaçlarına en uygun yazılım seçilmelidir. Önemli olan, sizin için en iyi olan yazılımı bulmaktır. Firmanın süreçlerine göre yazılımı geliştirmek ve modifiye etmek kadar, bu projeyi fırsat olarak değerlendirip, yazılıma göre süreçleri iyileştirmek de hedeflenmeli ve uygulanmalıdır.
Aster Tekstil Referanslarımız arasında yer almaktadır. Aster tekstil hakkında detaylı bilgi için tıklayınız.